Connect with us

Türk Tarihi

                 İstanbul’un Fethinin Kutlanması

Published

on

29 Mayıs 2025, bugün İstanbul’un 29 Mayıs 1453’te fethinin 572. yıldönümüdür. Türk-İslam Âlemi’ne kutlu olsun. Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğuna son verip yeni bir çağ açan bir ecdada sahip olmak ayrı bir mutluluk kaynağıdır.

Başta Fatih Sultan Mehmet olmak üzere Türk milleti, vatanı ve devletine hizmet etmiş devlet adamlarımızı, ilgili kurum ve kuruluş mensuplarını rahmet ve minnetle anarım.

Osmanlı’da İstanbul’un Fethi’nin kutlama törenleri, 1910 yılından itibaren yapılmıştır. 1914 yılında çok muhteşem bir kutlama töreni gerçekleştirilmiştir. Ancak İstanbul’un Fethi, günümüzde olduğu gibi Miladi 29 Mayıs’ta değil, Rumi 29 Mayıs’ta kutlanmıştır. Bu durumda törenlerin gerçekleştirildiği tarih Rumi 29 Mayıs günü, Miladi olarak 11 Haziran’a denk gelmektedir. Daha açık bir ifadeyle, İstanbul’un fethi kutlama törenleri, 11 Haziran’da yapılmıştır. [1]

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde fethin yıldönümü kutlama törenlerine, 29 Mayıs 1953 günü İstanbul’un Fethi’nin 500. yıldönümünde, Topkapı surları dışında, Ulubatlı Hasan’ın şehit düştüğü burcun karşısında, Fatih’in otağını kurduğu yerde, Vali ve Belediye Başkanı Fahrettin Kerim Gökay’ın konuşmasıyla başlanmıştır.

Törenlerde, Cumhurbaşkanı Celal Bayar yoktur. Bayar, tam da o gün, İzmir’e NATO Karargâhını ziyarete gitmiş ve orada bulunan Türk Birliği’ni denetlemiştir. İstanbul’un Fethi’nin kutlama törenine kısa bir mesaj göndermekle yetinmiştir.

Başbakan Adnan Menderes ise İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth’in taç giyme törenlerine gitme hazırlığı içinde olduğundan kutlama törenine gelmemiştir. Menderes, törenler bittikten sonra İstanbul’a gelmiş ve buradan Londra’ya hareket etmiştir. [2]

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı ve Başbakan seviyesinde, böylesine önemli bir kutlama törenine katılmayışının altında ise Türk-Yunan dostluğunun zedelenmemesi görüşünün yattığı ileri sürülebilir/düşünülebilir…

Türk tarihi bir bütündür. Bu bütünlük; “Türk vatandaşlarının milli gurur ve iftiharlarda, milli sevinç ve kederlerde, milli varlığa karşı hak ve ödevlerde, nimet ve külfetlerde ve millet hayatının her türlü tecellisinde ortak olduğu, birbirinin hak ve hürriyetlerine kesin saygı, karşılıklı içten sevgi ve kardeşlik duygularıyla bağlılık” ilkeleri ve anlayışı çerçevesinde yaşanmalı ve yaşatılmalıdır.

Bu anlayışla İstanbul’un Fethi kutlanırken İstanbul’un nasıl fethedildiği, İtilaf devletlerince İstanbul’un 13 Kasım 1918’de fiilen ve 16 Mart 1920’de resmen niçin ve nasıl işgal edildiği [3], İstanbul’un 6 Ekim 1923’de İtilaf devletlerinin işgalinden nasıl kurtulduğu/ikinci defa fethedildiği [4] birlikte/tarihi bütünlük anlayışı ile incelenmeli ve değerlendirilmelidir.

DİPNOTLAR

[1] Tanin gazetesi, 12 Haziran 1914, No: 1995, “Büyük Bir Devr-i Senevi: İstanbul’un Zaptı“, s.1, sütun: 3-5; 13 Haziran 1914, No: 1996, “Büyük Fatih’in Türbesi Huzurunda”,  s.1, sütun: 4-6, s.  2, sütun: 1-3; Vahdettin ENGİN, “İstanbul’da Müstesna Bir Gün”, Popüler Tarih, Sayı: 33 (Mayıs 2003), s. 65-67

[2] Ertan ÜNAL, “1953’te Neler Yaşandı?”, Popüler Tarih, Sayı: 33 (Mayıs 2003), s. 68-73

[3] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/istanbulun-isgali/

[4] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/istanbulun-kurtulusu/

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Türk Tarihi

Kutadgu Bilig’te Siyasi, Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Yapı ve İşleyişi

Published

on

Özet

Balasagunlu Yusuf Has Hâcib’in 1069-1070’te kaleme aldığı ve Karahanlı hükümdarı Tafgaç Buğra Kara Hakan’a takdim ettiği Kutadgu Bilig, yalnızca bir siyasetname değil; aynı zamanda Karahanlılar dönemi Türk-İslam toplumunun siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel yapısını yansıtan bir düşünce eseridir. Bu çalışmada eserin sunduğu siyasal kurumlar, birey-toplum ilişkileri, ekonomik düzen ve kültürel değerler çok boyutlu bir analiz çerçevesinde incelenmiştir. Alegorik karakterler (Kün Togdı, Ay Toldı, Ögdülmiş, Odgurmış) üzerinden şekillenen adalet, saadet, akıl ve kanaat kavramları, devletin işleyişinde kurumlaşmayı ve ahlâkî bütünlüğü temsil etmektedir. Bu yaklaşım, yalnızca Karahanlı toplumu için değil, Selçuklu ve Osmanlı gibi sonraki Türk-İslam devletleri için de yol gösterici olmuştur.

Anahtar Kelimeler: Kutadgu Bilig, siyaset felsefesi, Türk-İslam devleti, sosyal yapı, ekonomi, kültür.

Giriş

Kutadgu Bilig, Türkistan Türk geleneğinin “töre” anlayışı ile İslamiyet’in siyasi ve ahlâkî değerlerini birleştiren ilk büyük eserlerden biridir. 1069–1070 yıllarında yazılarak Karahanlı hükümdarına sunulan eser, devletin yönetim ilkelerini, toplum düzenini ve bireyin görevlerini alegorik bir üslupla anlatmaktadır. Bu yönüyle eser, hem Karahanlıların siyasi yapısını hem de Türk-İslam dünyasının kurumlaşma sürecini anlamak açısından birincil kaynak niteliğindedir.

1. Siyasi Yapı ve İşleyiş

Hükümdarlık ve kut anlayışı: Devletin başında Tanrı tarafından kut bahşedilmiş hükümdar bulunur. Ancak bu güç, töre ve adalet ilkeleriyle sınırlandırılmıştır.

Kurumlaşma: Saray teşkilatı, vezirlik, divan, ordu ve bürokrasi, devletin işleyişini sağlayan kurumlar olarak düzenlenmiştir.

Adalet ilkesi: Kün Togdı karakteri aracılığıyla adalet, devletin en temel unsuru olarak sunulmuştur.

Meşruiyet: Yönetici, hem dünyevî düzenin hem de ahlâkî bütünlüğün koruyucusudur.

2. Sosyal Yapı ve İşleyiş

Sosyal tabakalaşma: Saray görevlileri, ulema, tüccar, köylü ve halk arasında göreve (çalışma, paylaşma, yardımlaşma, dayanışma) dayalı bir iş bölümü vardır.

Dayanışma: Toplumun ayakta kalması için yardımlaşma esastır.

Aile ve birey: Aile, toplum düzeninin çekirdeği olarak görülmektedir. Birey, hem devlete hem de topluma karşı sorumluluk taşımaktadır.

Eğitim ve bilgelik: Ögdülmiş karakteri, toplumda akıl ve hikmetin önemini vurgulamakta; bilgelik sosyal düzenin rehberi kabul edilmektedir.

3. Ekonomik Yapı ve İşleyiş

Refahın önemi: Ay Toldı, saadet ve refahı temsil etmektedir. Devletin devamlılığı için halkın ekonomik refahı şarttır.

Üretim: Çalışkanlık bireysel bir erdem değil, toplumsal bir mecburiyettir. Tembellik devlet düzenini bozan bir unsur olarak görülmektedir.

Tarım ve hayvancılık: Karahanlı toplumu, konar-göçer ve yerleşik yapısıyla hem tarıma hem hayvancılığa dayalı bir ekonomiye sahiptir.

Vergi adaleti: Vergilerin adaletli toplanması, devlet ile halk arasındaki ilişkinin en kritik unsurlarındandır.

4. Kültürel Yapı ve İşleyiş

Türk-İslam sentezi: Töre ile İslam hukuku birleştirilmiş, böylece kültürel bir bütünlük sağlanmıştır.

Ahlâk ve maneviyat: Odgurmış karakteri, kanaat ve maneviyatın toplum hayatında ne denli önemli olduğunu gösterir.

Bilgelik ve edep: Toplumun ahlâkî değerleri, bireyin davranışları ve devletin işleyişiyle doğrudan ilişkilidir.

Sözlü-yazılı kültür geçişi: Kutadgu Bilig, sözlü öğüt geleneğini yazılı siyaset felsefesine dönüştürmüştür.

Sonuç

Kutadgu Bilig, Karahanlılar döneminde devlet, toplum ve birey arasındaki ilişkileri çok boyutlu bir şekilde ele alan bir siyaset felsefesi eseridir. Siyasî kurumlar adalet ve töreye dayandırılmış; toplum hayatı, yardımlaşma, aile düzeni ve bilgelikle desteklenmiş; ekonomi refah ve üretim temeline oturtulmuş; kültür ise Türk töresi ile İslam ahlâkının sentezi üzerinden kurgulanmıştır. Bu bütünleyici yaklaşım, yalnızca Karahanlı toplumunu değil, Selçuklu ve Osmanlı gibi sonraki Türk-İslam devletlerini de derinden etkilemiştir.

Kaynakça

İbrahim Kafesoğlu, Kutadgu Bilig ve Kültür Tarihimizdeki Yeri, Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1980.

Mehmet Fuat Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Dergâh Yayınları, İstanbul, 2004.

Reşat Genç, Karahanlı Devlet Teşkilatı (XI. Yüzyıl) (Türk Hâkimiyet Anlayışı ve Karahanlılar), Kültür Bakanlığı Yayınları, İstanbul, 1981.

Reşit Rahmeti  Arat, Kutadgu Bilig I: Metin, TDK Yayınları, Ankara, 1947.

Reşit Rahmeti Arat,Kutadgu Bilig II: Çeviri, TDK Yayınları, Ankara, 1959.

Saadettin Yağmur Gömeç, “Türk-İslam Siyaset Düşüncesi ve Kutadgu Bilig”, Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi, 2007.

Sadri Maksudi Arsal, “Kutadgu Bilig”, Türk Tarihi Dergisi Dün/Bugün/Yarın, Sayı: 84 (Ocak 2004), s. 66-76.

Continue Reading

Türk Tarihi

Öğretim Programı ve Ders Kitaplarında Ahilik

Published

on

Özet

Ahilik, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da toplum düzeninin, iş ahlakının ve dayanışmanın temeli olmuş; günümüzde de öğretim programlarında değerler eğitimi ve tarih öğretimi kapsamında yerini korumuştur. Bu makalede Ahiliğin öğretim programlarında nasıl işlendiği, güncel ders kitaplarındaki örneklerle birlikte analiz edilmiştir. Amaç, Ahiliğin hem tarihi bilgi hem de ahlaki değer aktarımındaki rolünü ortaya koymaktır.

Anahtar Kelimeler: Ahilik, öğretim programı, ders kitapları, değerler eğitimi, iş ahlakı

Giriş

Ahilik, Ahi Evran’ın öncülüğünde Anadolu’da kurulan ve ekonomik hayatın yanı sıra sosyal adaletin sağlanmasında önemli rol oynayan bir kurumdur. [1] Bu teşkilat, esnaf ve sanatkârların hem meslekî hem ahlaki yönden yetişmelerini sağlamış, kardeşlik ve yardımlaşma ilkelerini yaygınlaştırmıştır. [2] Cumhuriyet döneminden itibaren Ahilik, tarihî ve kültürel bir miras olarak öğretim programlarında yer almış ve değerler eğitimi açısından özel bir önem kazanmıştır.

1. Öğretim Programlarında Ahilik

İlköğretim (Sosyal Bilgiler):

4. ve 5. sınıf Sosyal Bilgiler derslerinde Ahilik, yardımlaşma, dayanışma, meslekî eğitim ve kültürel miras bağlamında işlenmektedir. [3]

Ortaöğretim (Tarih):

9. sınıfta “Anadolu’da Beylikler Dönemi” ve “sosyal-ekonomik hayat” başlıklarıyla Ahilik yer almakta, 10. sınıfta Osmanlı’nın kuruluşunda Ahilerin desteği vurgulanmaktadır. [4]

Meslekî ve Teknik Eğitim Programları:

Ahilik, iş ahlakı ve meslekî disiplinin kurumsal modeli olarak ele alınmaktadır.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi:

Ahilik, İslam’ın kardeşlik, adalet ve helal kazanç ilkeleriyle ilişkilendirilmektedir.

2. Ders Kitaplarında Ahilik

Sosyal Bilgiler 5. Sınıf (MEB, 2019)

Türkler Anadolu’ya yerleştikten sonra, şehirlerde esnaf ve zanaatkârlar Ahilik adı verilen teşkilatlar kurdular. Ahiler, dürüstlük, yardımlaşma, dayanışma, kardeşlik gibi değerleri yaygınlaştırdılar. Ahi teşkilatına giren gençler hem meslek öğrendi hem de iyi insan olmayı öğrendiler.”

Burada Ahilik, değerler eğitimi çerçevesinde sunulmaktadır.

Tarih 9. Sınıf (MEB, 2020)

“Anadolu’da Türk beylikleri döneminde kurulan Ahilik teşkilatı, ekonomik ve sosyal hayatın düzenlenmesinde önemli rol oynamıştır. Ahiler, esnaf ve sanatkârların meslekî eğitimini üstlenmiş, fiyat ve kalite kontrolü yaparak halkı korumuştur. Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda da Ahilerin desteği etkili olmuştur.”

Burada Ahilik, ekonomik düzenin ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda destekleyici unsuru olarak işlenmektedir.

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 10. Sınıf (MEB, 2021)

“Ahilik, İslam’ın kardeşlik, adalet ve yardımlaşma ilkelerini hayata geçiren bir teşkilattır. Ahiler, mesleklerini helal kazanç ve dürüstlük üzerine inşa etmişlerdir. Günümüzde ticaret ahlakı açısından Ahilik, örnek alınması gereken bir kurumdur.”

Burada Ahilik, ahlak ve dinî değerler üzerinden örnek olarak verilmektedir.

Meslekî ve Teknik Anadolu Liseleri – Meslek Ahlakı Dersi (MEB, 2018 Programı)

“Ahilik, meslek ahlakının kurumsallaşmış hâlidir. Ahi Evran tarafından Anadolu’da kurulan bu teşkilat, çırak, kalfa ve usta düzeniyle iş disiplini oluşturmuştur. Bugün iş hayatında kullanılan meslekî etik kuralların temelinde Ahilik ilkeleri vardır.”

Burada Ahilik, modern meslek ahlakının kaynağı olarak gösterilmektedir.

3. Öğrencilere Kazandırılmak İstenen Değerler

  • Dürüstlük
  • Yardımlaşma
  • Adalet
  • Meslek disiplini
  • Toplumsal sorumluluk

Bu değerler, özellikle 2018 Öğretim Programı’nda açıkça belirtilmiştir. [5]

4. Vaka Analizi – 2018 Tarih Öğretim Programı

2018’de güncellenen tarih öğretim programında Ahilik, “Türk kültür ve medeniyetinin sürekliliği” bağlamında ele alınmıştır. Burada amaç yalnızca bilgi kazandırmak değil; öğrencilerin geçmişten günümüze taşınabilecek iş ahlakı ve dayanışma kültürü değerlerini özümsemesini sağlamaktır.

Sonuç

Ahilik, öğretim programı ve ders kitaplarında üç farklı boyutta işlenmektedir:

  1. Tarihî bir kurum olarak – Anadolu ve Osmanlı’daki rolüyle,
  2. Değerler eğitimi aracı olarak – dürüstlük, yardımlaşma ve kardeşlik ilkeleriyle,
  3. Meslekî eğitim modeli olarak – modern iş ahlakına kaynaklık eden yönüyle.

Bu üç boyut, Ahiliğin sadece geçmişe ait bir örgütlenme değil, günümüz eğitim sisteminde de toplum değerlerinin aktarılmasında yaşayan bir miras olduğunu göstermektedir.

Dipnotlar

[1] M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar (Ankara: Diyanet Yay., 1976), s. 241.

[2] Ahmet Yaşar Ocak, Türkiye’de Ahilik ve Bektaşilik (İstanbul: İletişim Yay., 2000), s. 52.

[3] MEB, İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı (Ankara: MEB Yay., 2018), s. 37.

[4] MEB, Ortaöğretim Tarih Dersi Öğretim Programı (Ankara: MEB Yay., 2018), s. 55.

[5] MEB, Değerler Eğitimi Kılavuzu (Ankara: MEB Yay., 2018), s. 22.

Kaynakça

Köprülü, M. Fuad. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara: Diyanet Yay., 1976.

Ocak, Ahmet Yaşar. Türkiye’de Ahilik ve Bektaşilik. İstanbul: İletişim Yay., 2000.

MEB. İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı. Ankara: MEB Yay., 2018.

MEB. Ortaöğretim Tarih Dersi Öğretim Programı. Ankara: MEB Yay., 2018.

MEB. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi 10. Sınıf Ders Kitabı. Ankara: MEB Yay., 2021.

MEB. Meslek Ahlakı Dersi Öğretim Programı. Ankara: MEB Yay., 2018.

MEB. Sosyal Bilgiler 5. Sınıf Ders Kitabı. Ankara: MEB Yay., 2019.

MEB. Tarih 9. Sınıf Ders Kitabı. Ankara: MEB Yay., 2020.

Continue Reading

Türk Tarihi

Ahiliğin Siyasi, Sosyal, Ekonomik ve Kültürel Temelleri

Published

on

(Vaka Analizleri ile)

Özet

Ahilik, XIII. yüzyıldan itibaren Anadolu’da ortaya çıkan, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel boyutlarıyla toplum düzenini şekillendiren çok yönlü bir kurumdur. Bu makalede Ahiliğin temel özellikleri vaka analizleriyle ele alınarak, Osmanlı’nın kuruluşundaki rolü ve Türk-İslam kültürüne katkısı değerlendirilmektedir.

Giriş

Ahilik, kökeni fütüvvet anlayışına dayanan, Ahi Evran’ın önderliğinde Anadolu’da kurumsallaşan bir teşkilattır. Yalnızca bir meslek örgütlenmesi değil, aynı zamanda siyasi düzen, sosyal adalet, ekonomik denetim ve kültürel birlik sağlayıcı bir yapıdır.

1. Siyasi Temeller ve Vaka Analizleri

Vaka 1 – Kırşehir’de Ahi Evran ve Moğol Baskısı: Moğol istilası sonrası Anadolu’da siyasi otorite sarsılmış, şehirler büyük kargaşaya sürüklenmiştir. Bu dönemde Ahi Evran, Kırşehir’de Ahiliği bir direnç unsuru haline getirmiş, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak için Ahiler askeri görev üstlenmiştir.

Vaka 2 – Osmanlı Devleti’nin Kuruluşunda Ahiler: Osman Gazi, devletin meşruiyetini güçlendirmek için Ahi Şeyh Edebali’nin manevi desteğini almış, Ahiler ise Bursa ve çevresinde Osmanlı’ya siyasi destek vermiştir. Böylece Ahilik, yeni devletin siyasi yapısının temellerine katkıda bulunmuştur.

2. Sosyal Temeller ve Vaka Analizleri

Vaka 1 – İbn Battuta’nın Anadolu Seyahatnamesi: 1330’larda Anadolu’ya gelen seyyah İbn Battuta, Anadolu’da Ahilerin misafirperverliğini gözlemlemiştir. Gittiği her şehirde Ahi zaviyelerinde ücretsiz konaklamış, yemek ve barınma imkânı bulmuştur. Bu, Ahiliğin sosyal dayanışmayı kurumsallaştırdığının en somut göstergesidir.

Vaka 2 – Ahilerin Yoksullara Yardımı: Ahilik teşkilatı, özellikle kıtlık yıllarında, her esnafın kazancından belirli bir payı yoksullara aktarmasını zorunlu kılmıştır. Bu sistem, toplumda açlık ve yoksulluğun büyük ölçüde engellenmesini sağlamıştır.

3. Ekonomik Temeller ve Vaka Analizleri

Vaka 1 – Yiğitbaşı Denetimleri: Ahilikte yiğitbaşı adı verilen görevliler, çarşı pazarı denetleyerek malın kalitesini ve fiyatını kontrol ederdi. Örneğin, Kastamonu’da kayıtlara geçen bir olayda, hileli mal satan bir esnaf, Ahilik teşkilatı tarafından meslekten men edilmiştir.

Vaka 2 – Usta-Çırak Sistemi: Konya’da deri işçiliği yapan Ahi zaviyelerinde çıraklar, yalnızca deri işçiliği değil, aynı zamanda “ahlak eğitimi” alarak yetişmiştir. Bu, Ahiliğin ekonomik faaliyetleri ahlaki bir çerçeveye oturttuğunu göstermektedir.

4. Kültürel Temeller ve Vaka Analizleri

Vaka 1 – Fütüvvetnameler: Ahiler, meslek ahlakını düzenleyen yazılı metinler oluşturmuşlardır. Örneğin, Ahi Şerafeddin’in Fütüvvetnamesi’nde “müşteriyi aldatmamak, helal kazanca riayet etmek, sanatını ibadet bilmek” gibi kurallar açıkça yer almaktadır.

Vaka 2 – Kültürel Kimliğin Korunması: Antalya, Kütahya, Kastamonu ve Sinop gibi şehirlerde Ahiler, sadece ekonomik düzen değil aynı zamanda kültürel dayanışmayı da sağlamıştır. Bu şehirlerde Ahilerin zaviyeleri, aynı zamanda edebî sohbetlerin, dini derslerin ve kültürel faaliyetlerin merkezi olmuştur.

Sonuç

Ahilik, Anadolu’da toplum düzenini sağlayan bir “medeniyet kurumu”dur. Vaka analizleri göstermektedir ki, Ahilik siyasi istikrarın sağlanmasında, sosyal dayanışmanın güçlendirilmesinde, ekonomik düzenin kurulmasında ve kültürel kimliğin korunmasında belirleyici olmuştur. Bugün iş ahlakı, sosyal adalet ve dayanışma üzerine yapılan tartışmalarda Ahilik ilkeleri hâlâ geçerliliğini korumaktadır.

Kaynakça:

Köprülü, M. Fuad. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar.

Ocak, Ahmet Yaşar. Türkiye’de Ahilik ve Bektaşilik.

Gölpınarlı, Abdülbaki. Fütüvvetnameler.

Gömeç, Saadettin Yağmur. Türk Kültür Tarihi.

İbn Battuta. Rıhlet İbn Battuta (Seyahatname).

Continue Reading

En Çok Okunanlar