Connect with us

Maarifimizde İstikamet

İLKÖĞRETİM OKULU SOSYAL BİLGİLER DERS KİTAPLARININ NİTELİKLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ[1]

Published

on

Kemal KOÇAK (*)

Özet

            Bu araştırma ile Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis ve Osmaniye illerinde 2001-2002 öğretim yılında eğitim-öğretime açık bulunan 348 ilköğretim okulunda okutulan Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinin yeterliliğine ilişkin 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşleri belirlenmiştir. Görüşler arasındaki farklar belirlenmiş ve bazı genellemelere gidilmiştir. 2001-2002 öğretim yılında eğitim – öğretime açık bulunan 348 ilköğretim okulunun 4’üncü sınıf öğretmeni ( 578 kişi ) ve 5’nci sınıf öğretmeni ( 537 kişi ) ile 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmeni ( 272 kişi ) ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeni ( 255 kişi ) olmak üzere 1642 kişi örneklem olarak araştırma kapsamına alınmıştır.

            Ankette yer alan 1 – 46’ncı sorulara verilen cevaplardan elde edilen verilerin çözümlenmesinde ağırlıklı aritmetik ortalama kullanılmıştır. Cevapların hangi derecede (düzeyde) beklenildiğini ve benimsendiğini belirlemek amacıyla ağırlıklı aritmetik ortalama itibariyle 1.00 – 1.79 arasındaki beklentiler “ Hiç “, 1.80 – 2.59 arasındaki beklentiler “ Az “, 2.60 – 3.39 arasındaki beklentiler “ Orta “, 3.40 – 4.19 arasındaki beklentiler “ Çok “, 4.20 – 5.00 arasındaki beklentiler “ Tam “ derecede grubun beklentileri ya da karşı tarafın beklentisinin benimsenmesi olarak tanımlanmış, böylece elde edilen sonuçlar bu sınırlar içinde değerlendirilerek yorumlanmıştır.

L’évaluation des qualités des manuels des sciences socıal école enseignement primaire

( Recherche sur place )

Résume

Avec cette recherche, on a déterminé les opinions des professeurs quatrième classe et des professeurs cinquième classe avec des maîtres des sciences social sixième classe et des maîtres des sciences social septième classe consernant l’aptitude des qualités des manuels des scienns social qui a été lecturé dans 348 écoles enseignement primaires en 2001-2002 aux centres préfectures des Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis et Osmaniye.

On a aussi déterminé les differences entre les opinions et on a fait une sorte de généralisation. En l’année scoliare 2001 – 2002, dans 348  écoles  enseignement primaire, 578 professeurs quatrième classe et 537 professeurs cinquième classe avec 272 maîtres des sciences social sixième classe et 255 maîtres des sciences social septième classe  total 1642employés ont été pris comme exemples pour cette recherche.

On est utilisé du moyen arithmétique en valeur dans la restauratrices des acquisitions d’apres les réponses des questions 8 et 46 a l’enguete. Au point du vue de déterminer le degré des réponses ( dans lequel on attend ou on approuve ), les moyens arithmétique en valeur sont: entre 1.00 – 1.79 nul, entre 1.80 – 2.59 peu, entre 2.60 – 3.39 moyen, entre 3.40 – 4.19 beaucoup, entre 4.20 – 5.00 exacte les résultats des acquisitions ont été évalué et commenté a l’aide des limites ci – dessus.

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

Araştırmanın Tanımı, Amaç, Önem ve Yöntemi

1. Araştırmanın Amacı

İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinin değerlendirilmesini konu alan bu araştırmanın amaçları, mevcut imkânlar göz önünde bulundurularak aşağıda olduğu gibi tespit edilmiştir.

1. Sosyal bilgiler ders kitaplarının kullanımında karşılaşılan güçlükleri ve aksayan yönleri, ders kitaplarının nitelikleri bakımından şimdiki durumu ile belirlemek,

2. Sosyal bilgiler ders kitaplarının kullanımında karşılaşılan güçlükleri ve aksaklıkları giderici yöntemler bulmak,

3. Eğitimi etkileyen ve eğitimden etkilenen 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin, ders kitaplarının seçimi görevlerini ilköğretim okulunun amaçlarına uygun ve etkili bir biçimde yapabilmelerine yardımcı teklifler geliştirmek,

4. Eğitim aracı olarak sosyal bilgiler ders kitaplarının nitelikleri, incelenmesi, tavsiyesi, seçimi ve kullanımı konusunda yapılacak çalışmaları yönlendirecek teorik bir model geliştirmektir.

 

2. Araştırmanın Önemi

Ders kitapları, öğrencinin öğrenme yaşantılarına kaynaklık eden yazılı ve basılı araç – gereçlerden biridir. Ders kitabı “ her tür ve derecedeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında kullanılacak olan, konuları öğretim programları doğrultusunda hazırlanmış, öğrenim amacı ile kullanılan basılı eser “dır [2]. Başka bir deyişle, “ 1-Bir dersin öğretimiyle ilişkili olarak hazırlanan ya da seçilen herhangi bir kitap. 2-Belirli ölçülere göre incelendikten sonra belli bir okul, sınıf ve ders için öğretmen ve öğrencilere kaynak olarak salık verilen kitap “tır.[3]

Türk Millî Eğitim Sisteminde, örgün ve yaygın eğitim kurumlarında okutulacak ders kitaplarının hazırlanması, incelenmesi ve kullanılmasına ilişkin iş ve işlemler Millî Eğitim Bakanlığınca yürütülmektedir. Bu çerçevede “ ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulacak kitaplar Millî Eğitim Bakanlığınca tespit edilir. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından belirlenmeyen hiçbir eğitim aracı okullarda kullanılamaz. …Kitap, eğitim araç ve gereçlerinin kabulü, süresi, telif hakkı ve ücretlerle ilgili esaslar, hangi kitap ve eğitim araçlarından ne miktar ücret alınacağı; kitapların ve eğitim araçlarının incelenme işlemleri ile Millî Eğitim Bakanlığınca incelettirilecek kitaplar ve eğitim araçları için ücret miktarı yönetmelikle tespit edilir “.[4]

Ders kitaplarının niteliklerinin belirlenmesi, hazırlanması, incelenmesi, yayımlanması ve dağıtılmasıyla ilgili hususlar, MEB Ders Kitapları Yönetmeliği ile düzenlenmiştir. Söz konusu yönetmelikte [5], kitaplarda aranacak nitelikler şöyle sıralanmıştır:

  1. a.   Kitaplar, ders programlarına uygun olarak hazırlanır.
  2. b.  Kitaplarda, konular sistemli bir şekilde işlenir.
  3. c.   Kitaplardaki konular, öğretime yardımcı unsurlarla beslenerek daha anlamlı hâle getirilir.
  4. d.  Kitaplar, estetik bakımından yeterli ve göz sağlığına uygun olur.

Ayrıca, kitapların hazırlanması ve incelenmesi ile ilgili esas ve usullerin MEB Talim ve Terbiye Kurulunca belirlenerek Tebliğler Dergisinde yayımlanması [6] öngörülmüştür. Konu hakkındaki düzenleme “ Kitapların Hazırlanması ve İncelenmesi ile İlgili Esas ve Usuller “ [7] ile düzenlenmiştir. Buna göre, kitapların incelenmesi “ ön inceleme “ ve  “ esas inceleme “ olmak üzere iki aşamada yapılmaktadır.

Özellikle her öğretim yılı sonu ve bir sonraki öğretim yılı başında, eğitim kurumlarında okutulacak ders kitaplarının seçimi, kamuoyunu günlerce meşgul etmektedir. Ders kitaplarının seçimi hakkındaki, “ ilkokullarda, aynı sınıflarda görevli şube öğretmenleri, diğer okullarda ise zümre öğretmenleri tarafından, bu okulların okul – aile birliğinden de bir temsilcinin katılması ile en kıdemli şube veya zümre öğretmeninin başkanlığında, Tebliğler Dergisinde yer alan kitaplar arasından, varsa kitap örnekleri de incelenerek yapılır. Kitap seçiminde; kitabın fiyatı, baskı yılı, baskı ve cilt kalitesi ile önceki yılda aynı sınıf veya dönemler için seçilip seçilmediği gibi hususlar dikkate alınır. Seçilen kitapların seçilme sebebi için gerekçeli bir rapor hazırlanır ve okul müdürlüğüne teslim edilir. Kitap seçimi ile ilgili raporlar, her yıl Bakanlık veya İlköğretim müfettişleri tarafından incelenir “ [8] hükmü, 1997 – 1998 öğretim yılından itibaren uygulanmak üzere değiştirilmiş, yapılan değişiklikle kitap seçimi öğrenci velilerine bırakılmıştır [9]. Değişikliğin gerekçesi, İlköğretim Genel Müdürlüğünce uygulanan, kimsenin etkisi altında kalmadan öğrenci ve velinin istediği kitap ve ünite dergisini alma ve kullanma projesinin olumlu sonuçlar vermesine dayandırılmıştı [10]. Öğrenci ve velinin ders kitabı seçimi, 1996 – 1997 öğretim yılında isteğe bağlı/kısmen uygulanmıştır. MEB Ders Kitapları Yönetmeliğinin “ Kitapların Seçimi “ başlıklı 23’üncü maddesi hükmü, “ Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında okutulacak ders kitaplarının seçiminde aşağıdaki yol izlenir.

a) Kurulca kabul edilen ders kitaplarının yayımlandığı Tebliğler Dergisinin her öğretmen tarafından incelenmesi okul yönetimince sağlanır.

b) İlköğretim ve ortaöğretim kurumlarında okutulacak ders kitapları, ilgili sınıf ve branş öğretmeni tarafından seçilir.

Sınıf öğretmeni ve branş öğretmeni, seçtikleri kitapların seçme gerekçeleri konusunda zümre öğretmenler kuruluna bilgi verirler. Bu toplantıya okul – aile birliği başkanı ya da uygun göreceği üyelerin katılması sağlanır.

Sınıf ve branş öğretmeni, seçtiği kitap listesini gereği için okul müdürüne sunar.

c) Okul yönetimleri, Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilen ders kitapları çeşitlerinin okul ve sınıf kitaplıklarında bulundurulmasına özen gösterirler “ [11] biçiminde değiştirilmiştir. Böylece, ders kitaplarının seçiminde 1995 – 1996 öğretim yılından beri uygulanan yönteme ( yol ) dönülmüştür.

Uzun Vadeli Strateji ve Sekizinci Beş Yıllık ( 2001 – 2005 ) Kalkınma Plânında [12] “ Amaçlar, İlkeler ve Politikalar “ başlığı altında “…Eğitimde yeni teknolojilerin kullanılması ve yaygınlaştırılmasında yeterli gelişme sağlanamamıştır. İlköğretimden başlamak üzere eğitimin her kademesinde bilgisayarlı eğitime geçilmesi, her okul İnternet erişiminin sağlanması ve müfredat programlarının yazılım programları olarak üretilmesi önem taşımaktadır [13]. Eğitimin her kademesinde teknolojinin sağladığı imkânlardan özellikle bilgisayar teknolojisinden azamî ölçüde yararlanılacak, uzaktan eğitim ve ileri teknolojileri kullanan yeni eğitim yöntemleri uygulamaya konulacaktır [14]. Eğitim imkânlarının sunulmasında geleneksel yöntemlerle sınırlı kalınmayarak, bilgi ve iletişim teknolojilerinin etkin kullanımı yoluyla daha geniş hedef kitlelere eğitim götürecek programlar geliştirilecek, uzaktan eğitim uygulama ve imkânları yaygınlaştırılacaktır. İlköğretimden itibaren eğitim süreci içerisinde öğretmen ve öğrencilere teknoloji kültürü kazandırılmasına yönelik programlar geliştirilecektir “  [15] stratejileri öngörülmüştür.

Kalkınma plânları kamu kesimi için emredici, özel kesim için teşvik edici ve yönlendirici yaptırım gücüne sahiptir. Millî Eğitim Bakanlığı, “Anayasa, 430 sayılı Tevhide-i Tedrisat Kanunu, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu ile kalkınma plan ve programları doğrultusunda Millî Eğitim hizmetlerini yürütmek üzere “ [16] kurulmuştur. Millî Eğitim Bakanı “ Bakanlık hizmetlerini mevzuata, hükümetin genel siyasetine, kalkınma planlarına ve yıllık programlara uygun olarak yürütmekle ve Bakanlığın faaliyet alanına giren konularda diğer bakanlıklarla ve kuruluşlarla işbirliği ve koordinasyonu sağlamakla görevlidir “ [17]Eğitim–öğretim programının uygulanmasında/ders kitaplarının kullanılmasında ortaya çıkan sorunlar, alan araştırmasıyla tespit edilmelidir. Eğitimi etkileyen öğretmen, yönetici ve müfettişler ile eğitimden etkilenen öğrenci ve velilerin program/ ders kitapları hakkındaki fikir, görüş ve tutumlarından kaynaklanan sorunlar bilinmediği sürece programı meydana getiren öğelerin (amaç, muhteva, yöntem ve teknikler,  araç- gereçler, ölçme – değerlendirme ) ve ders kitaplarının birey ve toplumun ihtiyaçlarını karşılama derecesi ortaya konulamaz. Programın uygulanmasından/ders kitaplarının kullanılmasından doğan sorunlar bilinmeli ki çözüm yolları araştırılabilsin.

Türkiye’deki il ve ilçeler; MEB Yönetici Atama, Değerlendirme, Görevde Yükselme ve Yer Değiştirme Yönetmeliği [18] nin 8’inci maddesindeki “ ekonomik ve sosyal yönden gelişmişlik durumları, coğrafî koşulları ve hizmet gerekleri dikkate alınarak Bakanlıkça dört sınıfa ayrılmak suretiyle belirlenir “ hükmüne göre dört sınıfa ayrılmıştır. Buna göre, eğitimi etkileyen ve eğitimden etkilenen sosyal ve doğal çevre; eğitim – öğretimde anlama, kavrama, uygulama ve değerlendirme farklılıklarının olduğu, sistemi meydana getiren ögelerdeki farklılıkların farklı sonuçlar doğuracağı öngörülmüştür.

Ders kitapları hakkında yukarıda sıralanan konular dikkate alındığında; eğitimi etkileyen ve eğitimden etkilenen, ders kitaplarının seçiminden sorumlu öğretmenlerin görüş ve eğilimlerini ortaya koyacak ve ders kitaplarının niteliklerinin geliştirilmesi hakkında yapılacak çalışmalara zemin oluşturacak “ İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinin Değerlendirilmesi “ araştırmasının önemi kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Kaldı ki bu güne kadar böyle bir bilimsel çalışmanın yapılmamış olması da dikkate değerdir.

 

3. Problem Cümlesi

İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerine ilişkin 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler dersini okutan (sosyal bilgiler, tarih, coğrafya) öğretmenlerin görüşleri arasında anlamlı (manidar) fark var mıdır?

 

4. Alt Problemler

1. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden konuların işlenişine ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark var mıdır?

2. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden dil özellikleri ve imlâ kurallarına ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark var mıdır?

3. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden görsel düzene ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark var mıdır?

4. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden hazırlık ve değerlendirme çalışmalarına ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark var mıdır?

 

5. Denenceler

1. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden konuların işlenişine ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark vardır.

2. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden dil özellikleri ve imlâ kurallarına ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark vardır.

3. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden görsel düzene ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark vardır.

4. İlköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerinden hazırlık ve değerlendirme çalışmalarına ilişkin grupların görüşleri arasında anlamlı fark vardır.

 

6. Varsayımlar

Bu araştırmada aşağıda sıralanan varsayımlar kabul edilmiştir.

1.Literatür tarama suretiyle elde edilen bilgiler doğrudur.

2.Bilgi toplama aracı olarak kullanılan anketin, araştırma için yeterli bilgi verebileceği hakkında sınıf ve sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşleri geçerli ve güvenilirdir.

3. Kaynaklardan elde edilen bilgiler, araştırmacının görüşünü açıklayacak nitelikte ve güvenilirdir.

4. İlköğretim okulu 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile sosyal bilgiler dersini okutan ( sosyal bilgiler, tarih, coğrafya ) öğretmenler, ankete doğru ve samimi cevap vermişlerdir.

 

7. Sınırlılıklar

1. Bu araştırmada, ilköğretim okullarında eğitim aracı olarak kullanılan Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinin Değerlendirilmesi ele alınmıştır. İlköğretim Genel Müdürlüğüne bağlı resmî ilköğretim okulları araştırma kapsamına alınmıştır.

2. Bu araştırmanın evrenini, Türkiye genelinde 2001 – 2002 öğretim yılında eğitim öğretime açık bulunan MEB İlköğretim Genel Müdürlüğüne bağlı  40 045 ( 8 918 şehir + 31 127 köy ) ilköğretim okulunda görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır.

Random yöntemi ile belirlenen Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis ve Osmaniye il merkezleri ile bu illere bağlı ilçe merkezlerinde, 2001 – 2002 öğretim yılında eğitim – öğretime açık bulunan 348 ilköğretim okulunda görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler ( sosyal bilgiler, tarih, coğrafya ) öğretmenleri örneklem alınmıştır.

3. Araştırma, ilköğretim okulu 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin; İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinden “ konuların işlenişi, dil özellikleri ve imlâ kuralları, görsel düzen, hazırlık ve değerlendirme çalışmaları “ kriterlerine ilişkin görüşleri ile sınırlı tutulmuştur.

4. Araştırma için, literatür tarama ve alan araştırması yeterli görülmüştür.

 

8. Tanımlar

İlköğretim: Kadın ve erkek bütün Türk vatandaşlarının “ millî gayelere uygun olarak bedenî, zihnî ve ahlâkî gelişmelerine ve yetişmelerine hizmet eden temel eğitim ve öğretimdir “. [19]

İlköğretim Okulu: Sekiz yıllık ilköğrenim veren gündüzlü millî eğitim ve öğretim kurumudur.

Sınıf Öğretmeni: Alanı sınıf öğretmenliği olup ilköğretim okullarında 1 – 5’inci sınıfları okutan öğretmen.

Sosyal Bilgiler Öğretmeni: Alanı sosyal bilgiler, tarih ve coğrafya öğretmenliği olup ilköğretim okullarında 6 – 8’inci sınıflarda ( Sosyal Bilgiler, Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi ) derslerini okutan öğretmen.

Eğitim Aracı: Eğitim – öğretim faaliyetlerini etkili ve verimli kılmak amacıyla öğretmen ve öğrencilerin yararlanmaları için hazırlanan yazılı ve basılı, görsel ve işitsel araçlardan her biri.

Ders Kitabı: Konuları öğretim programları doğrultusunda hazırlanmış, öğrenim amacı ile her tür ve derecedeki örgün ve yaygın eğitim kurumlarında kullanılan basılı eserlerden her biri.

Nitelik: Bir nesne ya da birimi ötekilerden ayıran tür ya da yapı özelliklerinden her biri.

 

9. Araştırma Yöntemi

Bu bölümde; araştırmanın sorunu, araştırmanın evreni, örneklem durumu, bilgi toplama aracı, bilgi toplama aracının uygulanması ve verilerin istatistikî analizi konuları açıklanmıştır.

 

9.1. Araştırma Sorunu

Bu araştırmayla 2001 – 2002 öğretim yılında eğitim – öğretime açık bulunan 40 045 ilköğretim okulunda eğitim aracı olarak kullanılan Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerine ilişkin 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşleri belirlenecektir. Görüşler arasındaki farklar tespit edilecek ve bazı genellemelere gidilecektir.

Araştırma sorunu, konuyla ilgili literatürün taranması ve alan araştırması olarak değerlendirilmiş “ İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinin Değerlendirilmesi “ adıyla belirlenmiştir.

 

9.2. Evren ve Örneklem

Bu araştırmanın evrenini, Türkiye genelinde 2001 – 2002 öğretim yılında eğitim öğretime açık bulunan MEB İlköğretim Genel Müdürlüğüne bağlı  40 045 ( 8 918 şehir + 31 127 köy ) ilköğretim okulunda görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenleri oluşturmaktadır.

Random yöntemi ile belirlenen Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis ve Osmaniye il merkezleri ile bu illere bağlı ilçe merkezlerinde, 2000 – 2001 öğretim yılında eğitim – öğretime açık bulunan 348 ilköğretim okulunda görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler (sosyal bilgiler, tarih, coğrafya) öğretmenleri örneklem alınmıştır.

 

9.3. Bilgi Toplama Aracı

Bu araştırmada kullanılacak bilgileri toplamak üzere, MEB Ders Kitapları Yönetmeliğinde yer alan “ Kitaplarda Aranacak Nitelikler “ ile Kitapların Hazırlanması ve İncelenmesi ile İlgili Esas ve Usuller [20] esas alınarak ilköğretim okullarında görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ( A ) ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerine  ( B ) uygulanmak üzere iki anket hazırlanmıştır.

Hazırlanan anket taslakları, ankette yer alan soruların alan kapsama yeterliği, kullanılan kavramların ve soru biçimlerinin anlaşılabilirliği bakımından, 20       Nisan – 12 Mayıs 2000 tarihleri arasında Kastamonu il merkezinde eğitim–öğretime açık bulunan ilköğretim okullarında  (Abdülhakhamit, Ali Fuat Darende, Atabey, Atatürk, Candaroğulları, Ceritoğlu, Cumhuriyet, Darende, Esentepe, Gazipaşa, Hisarardı, İsfendiyarbey, Kırkçeşme, Mehmet Akif Ersoyi Merkez, Sepetçioğlu, Şehit Şerife Bacı, Vali Aydın Arslan, Yıldırım Bayezit, 23 Ağustos) görevli sınıf ( 65 kişi ) ve sosyal bilgiler ( 22 kişi ) öğretmenlerinden oluşan gruplara uygulanıp denenmiştir ( ön test ).

Soruların alan kapsama yeterliği, kullanılan kavramların ve soru biçimlerinin anlaşılabilirliği bakımından sınandıktan sonra, gerekli düzeltmeler yapılarak ankete son şekli verilmiştir.

 A Anket Formu ( ilköğretim okulu 4 ve 5’inci sınıf öğretmeni ) ile B Anket Formu ( ilköğretim okulu 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeni )  46 seçenekli ve 1 açık uçlu olmak üzere 47 soruluk iki bölümden meydana gelmektedir.

A Anket Formunun birinci bölümünde; ilköğretim okulunda görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenlerinin görev, meslekî kıdem, en son mezun olunan eğitim kurumu, branş ve hizmet içi eğitim durumunu belirleyen 6     ( altı ) soru sorulmuştur.

B Anket Formunun bölümünde; ilköğretim okulunda görevli 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin görev, meslekî kıdem, en son mezun olunan eğitim kurumu, branş ve hizmet içi eğitim durumunu belirleyen 5 ( beş ) soru sorulmuştur.

A Anket Formunun ikinci bölümde; İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerine ilişkin 42 ( kırk iki ) soru sorulmuştur. Bu bölümdeki 40 ( kırk ) soruya ( 8 – 47’nci sorular ) verilen cevapların Hiç, Az, Orta, Çok, Tam derecelerine göre 5 ( beş ) kategoride, 7 ve 48’nci soruya verilen cevapların konu başlıkları altında toplanarak değerlendirilmesi öngörülmüştür.

B Anket Formunun ikinci bölümde; İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerine ilişkin 42 ( kırk iki ) soru sorulmuştur. Bu bölümdeki 40 ( kırk ) soruya ( 7–46’ncı sorular ) verilen cevapların Hiç, Az, Orta, Çok, Tam derecelerine göre 5 ( beş ) kategoride, 6 ve 47’nci soruya verilen cevapların konu başlıkları altında toplanarak değerlendirilmesi öngörülmüştür.

Araştırma Anket Formları, MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığının 10 il valiliğine gönderdiği 04.01.2002 tarih ve 60 sayılı yazısı gereğince araştırma örneklemine giren ilköğretim okullarındaki deneklere uygulanmıştır. Uygulanan anket formları 15.02.2002 günü EARGED Araştırma Şubesi Müdürlüğünden teslim alınmıştır.

 

9. 4. Verilerin İstatistikî Analizi

Toplanan Anket Cevap Formları, araştırmanın amaçlarına uygun olarak anket soruları için yan dağılımlar ( cevap kategorilerine göre frekans ve yüzde sayımları ) alınarak değerlendirilmiştir.

İkinci bölümde yer alan ( 8 – 47 ve 7 – 46’ncı ) sorulara verilen cevaplardan elde edilen verilerin çözümlenmesinde ağırlıklı aritmetik ortalama ile statü grupları arasındaki manidarlığın bulunması için kay – kare ( x) testi kullanılmıştır.

İlköğretim okullarında görevli 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşleri ( beklentileri ) ve bu görüşleri değerlendirmeleri arasında bir ilişki ( manidarlık / anlamlılık ) olup olmadığını sınamak için kay – kare ( x) testi kullanılmıştır.

Sorulara verilen cevapların hangi derecede ( düzeyde ) beklenildiğini ve benimsendiğini belirlemek amacıyla ağırlıklı aritmetik ortalama itibariyle 1.00 – 1.79 arasındaki beklentiler “ Hiç “, 1.80 – 2.50 arasındaki beklentiler “ Az “, 2.60 – 3.39 arasındaki beklentiler “ Orta “, 3.40 – 4.19 arasındaki beklentiler “ Çok “, 4.20 – 5.00 arasındaki beklentiler “ Tam “ derecede grubun beklentileri ya da karşı tarafın beklentisinin benimsenmesi olarak tanımlanmış; böylece elde edilen sonuçlar belirlenen sınırlar içinde değerlendirilerek yorumlanmıştır.

 İKİNCİ BÖLÜM

Sonuç ve Teklifler

 

Araştırma bilgi toplama aracını ( Anket Formu ) doldurarak araştırmaya, Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis ve Osmaniye illerinde görevli 1115 sınıf öğretmeni ve 527 sosyal bilgiler öğretmeni olmak üzere toplam 1642 öğretmen katılmıştır.

Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis ve Osmaniye il merkezleri ile bu illere bağlı ilçe merkezlerinde, 2000 – 2001 öğretim yılında eğitim – öğretime açık bulunan 348 ilköğretim okulunda eğitim aracı olarak okutulan / kullanılan İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinin Değerlendirilmesini, sınıf ve sosyal bilgiler öğretmenlerinin görüşlerine dayanarak inceleyen bu araştırmanın sonuçları ve araştırmanın amaçlarına göre getirilen teklifler aşağıda sıralanmıştır.

540 öğretmen, İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Nitelikleri hakkındaki açık uçlu soruya cevap vermiştir. Verilen cevaplar, muhteva (içerik), öğretime yardımcı unsurlar, hazırlık ve değerlendirme çalışmaları, sözlük başlıkları altında gruplandırılmıştır. Bunlardan muhteva, öğretime yardımcı unsurlar, hazırlık ve değerlendirme çalışmalarına ait bulguları gösteren tablolar örnek olarak verilmiştir (bk. Tablo 11, 21, 31, 41, 43 ).

 

A. SONUÇLAR

Deneklerin Kişisel Bilgileri

1. Bilgi toplama aracını ( Anket Formu ) doldurarak araştırmaya; Bilecik, Bingöl, Çankırı, Hakkâri, Kırklareli, Bayburt, Ardahan, Yalova, Kilis ve Osmaniye illerinde görevli 1115 sınıf öğretmeni ve 527 sosyal bilgiler öğretmeni olmak üzere toplam 1642 öğretmen ( denek ) katılmıştır.

Bunlardan 578’i ( % 35.20 ) 4’üncü sınıf öğretmeni, 537’si ( % 32.70 ) 5’inci sınıf öğretmeni, 233’ü  % 14.19 ) 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmeni, 215’i ( % 13.09 ) 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeni, 78’i ( % 4.75 ) 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenidir.

2. 578  4’üncü sınıf öğretmeninden 160’ı ( % 27.68 ) 0-5, 85’i ( % 14.70 ) 6-10, 60’ı ( % 10.38 ) 11-15, 59’u ( % 10.20 ) 16-20 ve 214’ü ( % 37.02 ) 21 yıl ve daha fazla;

537 5’nci sınıf öğretmeninden 140’ı ( % 26.07 ) 0-5, 70’i ( % 13.03 ) 6-10, 68’i ( % 12.66 ) 11-15, 44’ü ( % 8.19 ) 16-20 ve 215’i ( % 40.3 ) 21yıl ve daha fazla;

272 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 127’si ( % 46.69 ) 0-5, 75’i ( % 27.57 ) 6-10, 22’si ( % 8.08 ) 11-15, 17’si ( % 6.25 ) 16-20 ve 31’i ( % 11.39 ) 21 yıl ve daha fazla;

255 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 107’si ( % 41.96 ) 0-5, 77’si ( % 30.19 ) 6-10, 20’si ( % 7.84 ) 11-15, 16’sı ( % 6.27 ) 16-20 ve 35’i ( % 12.72 ) 21 yıl ve daha fazla meslekî kıdeme sahiptir.

1642 öğretmenden 534’ü ( % 32.52 ) 0-5, 513’ü ( % 31.24 ) 6-20 ve 495’i ( % 30.14 ) 21 yıl ve daha fazla meslekî kıdeme sahiptir.

3. 578 4’üncü sınıf öğretmeninden 4’ü ( % 0.69 ) ortaöğretim kurumu, 295’i ( % 51.03 ) ön lisans, 2’si  ( % 0.34 ) üç yıllık eğitim enstitüsü, 272’si ( % 47.05 ) lisans ve 5’i (% 0.85) lisansüstü;

537 5’inci sınıf öğretmeninden 3’ü ( % 0.55 ) ortaöğretim kurumu, 273’ü ( % 50.83 ) ön lisans, 4’ü ( % 0.74 ) üç yıllık eğitim enstitüsü, 253’ü ( % 47.11 ) lisans ve 4’ü ( % 0.74 ) lisansüstü;

272 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 23’ü ( % 8.45 ) üç yıllık eğitim enstitüsü, 244’ü ( % 89.70 ) lisans ve 5’i ( % 1.83 ) lisansüstü;

255 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 22’si ( % 8.67 ) üç yıllık eğitim enstitüsü, 228’i ( % 89.41 ) lisans ve 5’i ( % 1.96 ) lisansüstü eğitim mezunudur.

1642 öğretmenden 7’si ( % 0.42 ) ortaöğretim kurumu, 568’i ( % 34.59 ) ön lisans, 51’i ( % 3.10 ) üç yıllık eğitim enstitüsü, 997’si ( % 60.71 ) lisans ve 19’u ( % 1.15 ) lisansüstü eğitim mezunudur ( Tablo 3 ).

İlköğretim kurumlarında istihdam edilen öğretmenlerin mesleğe girişte lisans eğitimi mezunu oldukları dikkate alındığında, ilköğretim kurumları öğretmenlerinin tamamının en az lisans eğitimi mezunu olmaları beklenir.

4. 578 4’üncü sınıf öğretmeninden 491’i ( % 84.94 ) sınıf öğretmenliği, 2’si ( % 0.51 ) sosyal bilgiler, 10’u ( % 1.73 ) tarih, 3’ü ( % 0.51 ) coğrafya, 7’si ( % 1.21 ) Türkçe / türk dili ve edebiyatı, 1’i ( % 0.17 ) eğitim yönetimi teftişi ve plânlaması ve 44’ü (% 7.61) diğer;

537 5’inci sınıf öğretmeninden 484’ü ( % 90.13 ) sınıf öğretmenliği, 3’ü      ( % 0.55 ) sosyal bilgiler, 9’u   ( % 1.67 ) tarih, 1’i ( % 0.18 ) coğrafya, 3’ü (% 0.55) Türkçe / türk dili ve edebiyatı, 13’ü ( % 2.42 ) fen bilgisi ( fizik, kimya, biyoloji ), 1’i ( % 0.18 9 din kültürü ve ahlâk bilgisi ve 23’ü ( 5 7.61 9 diğer;  272 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 60’ı ( % 22.05 ) sosyal bilgiler, 142’si     ( % 52.20 ) tarih ve 70’i ( % 25.73 ) coğrafya, 255 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 53’ü ( % 20.78 ) sosyal bilgiler, 128’i ( % 50.19 ) tarih ve 74’ü       ( % 29.01 ) coğrafya branşına sahiptir.

1642 öğretmenden 975’i ( % 59.37 ) sınıf öğretmenliği, 119’u ( % 7.24 ) sosyal bilgiler, 289’u ( % 17.60 ) tarih, 148’i ( % 9.01 ) coğrafya, 10’u ( % 0.60 ) Türkçe / türk dili ve edebiyatı, 32’ si ( % 1.94 ) fen bilgisi ( fizik, kimya, biyoloji ), 1’i ( % 0.06 ) din kültürü ve ahlâk bilgisi. 1’i ( % 0.06 ) eğitim yönetimi teftişi ve plânlaması ve 67’si ( % 4.08 ) diğer branşlara sahiptir.

5. 1642 öğretmenden 56’sı ( % 3.41 ) 1, 13’ü ( % 0.79 ) 2 ve 6’sı ( % 0.36 9 3 ve daha fazla sayıda “ Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Niteliklerinin Değerlendirilmesi ve Geliştirilmesi” konusunda hizmet içi eğitim kurs veya seminerine katılmış olmasına karşılık 1567’si ( % 95.43 ) hiç katılmamıştır.

Bu durum, Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerinde öngörülen eğitim ve yönetim anlayışı ile bağdaşmamaktadır. Öğretmenlerin hizmet içi eğitim ihtiyacının karşılanması beklenir.

6. Millî Eğitim Bakanlığı Ders Kitapları Yönetmeliği’nin 23’üncü maddesine göre 2001-2002 öğretim yılında okutmak üzere;

578 4’üncü sınıf öğretmeninden 481’i ( % 83.21 ) MEB Devlet Kitapları, 29’u ( % 5.01 ) Ders Kitapları A.Ş., 23’ü ( % 3.97 ) Doğan Yayıncılık, 9’u 8 % 1.55 ) Tutibay Yayınları, 31’i ( % 5.36 ) Özgün Matbaacılık ve 5’i ( % 0.86 ) Üner Yayınları,

537 5’inci sınıf öğretmeninden 455’i ( % 84.72 ) MEB Ders Kitapları, 24’ü ( % 4.46 ) Ders Kitapları A.Ş., 26’sı ( % 4.84 ) Doğan Yayıncılık, 10’u ( % 1.86 ) Tutibay Yayınları, 1’i ( % 0.18 ) Özgün Matbaacılık, 15’i ( % 2.79 9 Üner Yayınları ve 6’sı ( % 1.11 ) Serhat Yayınları,

269 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 222’si ( % 82.52 ) MEB Ders Kitapları, 11’i ( % 4.08 ) Ders Kitapları A.Ş., 31’i ( % 15.52 ) Doğan Yayıncılık ve 5’i ( % 1.11 ) Okyay Yayıncılık,

252 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmeninden 211’i ( % 83.73 ) MEB Ders Kitapları, 11’i ( % 4.36 ) Ders Kitapları A.Ş., 26’sı ( % 10.31 ) Doğan Yayıncılık  ve 4’ü ( % 1.58 ) Cemre Yayıncılık tarafından yayımlanan sosyal bilgiler ders kitaplarını seçmiştir.

1636 öğretmenden 1369’u (% 83.67) MEB Devlet Kitapları, 75’i (% 4.58) Ders Kitapları A.Ş., 106’sı (% 6.47) Doğan Yayıncılık, 19’u (% 1.16) Tutibay Yayınları, 32’si (% 1.95) Özgün Matbaacılık, 20’si (% 1.22) Üner Yayınları, 6’sı (% 0.36) Serhat Yayınları, 5’i (% 0.30) Okyay Yayıncılık ve 4’ü (% 0.24) Cemre Yayıncılık tarafından yayımlanan sosyal bilgiler ders kitaplarını 2001-2002 öğretim yılında okutmak üzere seçtiği anlaşılmaktadır.

Buna göre; bu araştırmanın bulgu ve yorumları ile sonuç ve teklifleri % 83.67 oranında MEB Devlet Kitapları, % 4.58 oranında Ders Kitapları A.Ş., % 6.47 oranında Doğan Yayıncılık, % 1.16 oranında Tutibay Yayınları, % 1.95 oranında Özgün Matbaacılık, % 1.22 oranında Üner Yayınları, % 0.36 oranında Serhat Yayınları, % 0.30 oranında Okyay Yayıncılık ve % 0.24 oranında Cemre Yayıncılık tarafından yayımlanan sosyal bilgiler ders kitaplarının niteliklerine yöneliktir.

 

Araştırmanın amaçları

A. Sosyal bilgiler ders kitaplarının kullanımında karşılaşılan güçlükleri ve aksayan yönleri, ders kitaplarının nitelikleri bakımından şimdiki durumu ile belirlemek

Ders Kitaplarının Nitelikleri

  1. A.    Konuların İşlenişi Bakımından

1. Deneklerin; “Konular, Türk Millî Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri ile ilköğretim okulunun amaçlarına ne derecede uygundur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 42.36 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların, Türk Millî Eğitiminin genel amaçları ve temel ilkeleri ile ilköğretim okulunun amaçlarına  “ Çok “ derecede uygun olduğu görüşündedirler.

2. Deneklerin; “Konular, Sosyal Bilgiler Öğretim Programında öğrencilere kazandırılmak üzere belirlenen bilgi, beceri, tutum, tavır, davranış ve iş alışkanlıklarının tamamını ne derecede kapsamaktadır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 51.872 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların Sosyal Bilgiler Öğretim Programında öğrencilere kazandırılmak üzere belirlenen bilgi, beceri, tutum, tavır, davranış ve iş alışkanlıklarının tamamını “ Çok “ derecede kapsadığı, sosyal bilgiler öğretmenleri ise “ Orta “ derecede kapsadığı görüşündedirler.

3. Deneklerin; “ Ünite/konularda, Atatürkçülükle ilgili konulara ne derecede yer verilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 126.974 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden 5’nci sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında ünite/konularda Atatürkçülükle ilgili konulara “ Tam “ derecede yer verildiği, diğer statü grupları ise “ Çok “ derecede yer verildiği görüşündedirler.

4. Deneklerin; “ Konular, sosyal bilgiler dersinin okuttuğunuz sınıf için belirlenen özel (ünite) amaçlarına ne derecede uygun işlenmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 44.51 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların, sosyal bilgiler dersinin okutulduğu sınıf için belirlenen özel (ünite) amaçlarına “ Çok “ derecede uygun işlendiği görüşündedirler.

5. Deneklerin; “ Ünitelerin dağılımında hacim ( % oranı ) bakımından ne derecede uygun bir denge kurulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 77.796 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir ( bk. Tablo 11 ).

 

TABLO 11: ÜNİTELERİN DAĞILIMINDA HACİM BAKIMINDAN UYGUN BİR DENGE KURULMA DERECESİ SORUSUNA VERİLEN CEVAPLARIN STATÜ GRUPLARINA VE CEVAP KATEGORİLERİNE GÖRE DAĞILIMI

 

STATÜ

GRUPLARI

 

 

HİÇ

( 1 )

 

AZ

( 2 )

 

ORTA

( 3 )

 

ÇOK

( 4 )

 

TAM

( 5 )

 

TOPLAM

 

Ağırlıklı Aritmetik Ortalama

4. SINIF ÖĞRETMENİ

F

6

62

248

153

96

565

3.47

%

1.06

10.97

43.89

27.07

16.99

100

5. SINIF ÖĞRETMENİ

F

6

74

213

126

100

519

3.46

%

1.15

14.25

41.04

24.27

19.26

100

6. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

12

70

109

52

27

270

3.04

%

4.44

25.92

40.37

19.25

10

100

7. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

11

63

104

52

24

254

3.05

%

4.33

24.80

40.94

20.47

9.44

100

TÜM

GRUP

F

35

269

674

383

247

1608

3.33

%

2.17

16.72

41.91

23.81

15.36

100

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında ünitelerin dağılımında hacim bakımından “ Çok “ derecede uygun bir denge kurulduğu, sosyal bilgiler öğretmenleri ise “ Orta “ derecede uygun bir denge kurulduğu görüşündedirler.

6. Deneklerin; “ Kişi ve kuruluşları yıpratıcı unsurlara yer verilmez ilkesine ne derecede uyulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 11.71 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında kişi ve kuruluşları yıpratıcı unsurlara yer verilmez ilkesine “ Tam “ derecede uyulduğu görüşündedirler.

7. Deneklerin; “ Konular sosyal, kültürel ve ekonomik bütünlük içinde, öğrencinin günlük yaşantısında yararlanabileceği şekilde ne derecede işlenmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 60.366 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden 4’üncü sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların sosyal, kültürel ve ekonomik bütünlük içinde, öğrencilerin günlük yaşantısında yararlanabileceği şekilde “ Çok “ derecede işlendiği, diğer statü grupları ise “ Orta “ derecede işlendiği görüşündedirler.

8. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde yakından uzağa, basitten karmaşığa, kolaydan zora, somuttan soyuta giden yöntemlere ne derecede yer verilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 105.252 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde yakından uzağa, basitten karmaşığa, kolaydan zora, somuttan soyuta giden yöntemlere “ Çok “ derecede yer verildiği, sosyal bilgiler öğretmenleri ise “ Orta “ derecede yer verildiği görüşündedirler.

9. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde öğrencilerin daha önce kazandığı bilgi, beceri, tutum, tavır ve davranışlar ne derecede dikkate alınmıştır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 84.31 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden 4’üncü sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde öğrencilerin daha önce kazandığı bilgi, beceri, tutum, tavır ve davranışların “ Çok” derecede dikkate alındığı, diğer statü grupları ise “ Orta “ derecede dikkate alındığı görüşündedirler.

10. Deneklerin; “ İşlenen konuların, aynı sınıfta okutulan diğer derslerle ilişkisi ne derecede göz önünde bulundurulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 77.867 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların, aynı sınıfta okutulan diğer derslerle ilişkisinin “ Orta “ derecede göz önünde bulundurulduğu görüşündedirler.

11. Deneklerin; “ Konular, öğrenci seviyesine ne derecede uygun olarak işlenmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 13.438 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden 4’üncü sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların, öğrenci seviyesine “ Çok “ derecede uygun işlendiği , diğer statü grupları ise “ Orta “ derecede uygun işlendiği görüşündedirler.

12. Deneklerin; “ Gereksiz bilgiye ve ayrıntıya yer verilmez ilkesine ne derecede uyulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 25.137 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında gereksiz bilgiye ve fazla ayrıntıya yer verilmez ilkesine “ Orta “ derecede uyulduğu görüşündedirler.

13. Deneklerin; “Konular, öğrenciyi daha çok öğrenmeye, incelemeye, başka kaynaklara başvurmaya teşvik edecek şekilde ne derecede işlenmiştir?” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 41.839 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların, öğrenciyi daha çok öğrenmeye, incelemeye, başka kaynaklara başvurmaya teşvik edecek şekilde “ Orta “ derecede işlendiği görüşündedirler.

14. Deneklerin; “ Konular öğrencileri muhakeme etmeye, bağımsız ve yaratıcı düşünmeye, kıyaslamaya, edinilen bilgilerden hareketle sonuçlar çıkartmaya yöneltecek şekilde ne derecede işlenmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 41.524 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların, öğrencileri muhakeme etmeye, bağımsız ve yaratıcı düşünmeye, kıyaslamaya, edinilen bilgilerden hareketle sonuçlar çıkartmaya yöneltecek şekilde “ Orta “ derecede işlendiği görüşündedirler.

15. Deneklerin; “ Öğrencilerin kitaptan verimli şekilde yararlanmalarını sağlayacak öğretime yardımcı unsurlara ne derecede yer verilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı  ( manidar ) olduğu (H= 27.384 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12) gözlenmiştir (bk. Tablo 21).

 

TABLO 21: ÖĞRENCİLERİN KİTAPTAN VERİMLİ ŞEKİLDE YARARLANMALARINI SAĞLAYACAK ÖĞRETİME YARDIMCI UNSURLARA ( RESİM, FOTOĞRAF, ŞEKİL, ŞEMA, GRAFİK, TABLO, KROKİ, HARİTA VB. ) YER VERİLME DERECESİ SORUSUNA VERİLEN CEVAPLARIN STATÜ GRUPLARINA VE CEVAP KATEGORİLERİNE GÖRE DAĞILIMI

 

 

STATÜ

GRUPLARI

 

 

HİÇ

( 1 )

 

AZ

( 2 )

 

ORTA

( 3 )

 

ÇOK

( 4 )

 

TAM

( 5 )

 

TOPLAM

 

Ağırlıklı Aritmetik Ortalama

4. SINIF ÖĞRETMENİ

F

9

116

203

155

92

575

3.35

%

1.56

20.17

35.30

26.95

16

100

5. SINIF ÖĞRETMENİ

F

27

111

198

130

76

542

3.21

%

4.98

20.47

36.53

23.98

14.02

100

6. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

7

73

102

55

31

268

    3.11

%

2.61

27.23

38.05

20.52

11.56

100

7. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

8

61

100

60

23

252

3.11

%

3.17

24.20

39.68

23.80

9.12

100

TÜM

GRUP

F

51

361

603

400

222

1637

3.23

%

3.11

22.05

36.83

24.43

13.56

100

 

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında, öğrencilerin kitaptan verimli şekilde yararlanmalarını sağlayacak öğretime yardımcı unsurlara “ Orta “ derecede yer verildiği görüşündedirler.

  1. B.     Dil Özellikleri ve İmlâ Kuralları Bakımından

16. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde dolaylı anlatımdan ne derecede kaçınılmıştır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 19.221 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde dolaylı anlatımdan “ Çok “ derecede kaçınıldığı görüşündedirler.

17. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde kullanılan cümle uzunlukları belirlenen standarda/öğrenci seviyesine ne derecede uygundur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 16.2 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden 6’ncı sınıf sosyal bilgiler öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde kullanılan cümle uzunluklarının belirlenen standarda/öğrenci seviyesine “ Orta “ derecede uygun olduğu, diğer statü grupları ise “ Çok “ derecede uygun olduğu görüşündedirler.

18. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde sade anlatıma ne derecede yer verilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 9.045 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde sade anlatıma “ Çok “ derecede yer verildiği görüşündedirler.

19. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde, Türkçe özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan ne derecede doğru olarak kullanılmıştır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı  ( manidar ) olduğu ( H= 12.864 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde, Türkçe’nin özellikleri bozulmadan ve aşırılığa kaçılmadan “ Çok “ derecede doğru olarak kullanıldığı görüşündedirler.

20. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde, Türkçe imlâ kurallarına ne derecede uyulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 48.681 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir.

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde Türkçe imlâ kurallarına “ Çok “ derecede uyulduğu görüşündedirler.

21. Deneklerin; “ Kelimeler, nüanslara dikkat edilerek titizlikle ne derecede seçilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 8.485 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında kelimelerin, nüanslara dikkat edilerek “ Çok “ derecede titizlikle seçildiği görüşündedirler.

22. Deneklerin; “ Metinlerde akıcılık, mantık dokusu ve fikir bütünlüğü ne derecede sağlanmıştır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 32.176 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında metinlerde akıcılık, mantık dokusu ve fikir bütünlüğünün “ Çok “ derecede sağlandığı, sosyal bilgiler öğretmenleri ise “ Orta “ derecede sağlandığı  görüşündedirler.

23. Deneklerin; “ Kullanılan kelimeler ve cümle yapıları öğrenci seviyesine ne derecede uygundur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 8.476 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında kullanılan kelimeler ve cümle yapılarının öğrenci seviyesine “ Çok “ derecede uygun olduğu görüşündedirler.

24. Deneklerin; “ Konuların işlenişinde, yabancı kelimeler ve özel isimler orijinal şekliyle yazılır ve bunların okunuşları parantez içinde gösterilir ilkesine ne derecede uyulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 34.949 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların işlenişinde, yabancı kelimeler ve özel isimler orijinal şekliyle yazılır ve bunların Türkçe okunuşları parantez içinde gösterilir ilkesine “ Çok “ derecede uyulduğu görüşündedirler.

 

  1. C.    Görsel Düzen Bakımından

25. Deneklerin; “ Konuların öğrenciler tarafından daha iyi öğrenilmesi için açıklayıcı, tamamlayıcı ve eğitici nitelikte öğretime yardımcı unsurlara ne derecede yer verilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 33.569 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir ( bk. Tablo 31 ).

 

TABLO 31: KONULARIN ÖĞRENCİLER TARAFINDAN DAHA İYİ ÖĞRENİLMESİ İÇİN; AÇIKLAYICI, TAMAMLAYICI VE EĞİTİCİ NİTELİKTE ÖĞRETİME YARDIMCI UNSURLARA ( RESİM, FOTOĞRAF, ŞEKİL, ŞEMA, GRAFİK, TABLO, KROKİ, HARİTA VB. ) YER VERİLME DERECESİ SORUSUNA VERİLEN CEVAPLARIN STATÜ GRUPLARINA VE CEVAP KATEGORİLERİNE GÖRE DAĞILIMI

 

STATÜ

GRUPLARI

 

 

HİÇ

( 1 )

 

AZ

( 2 )

 

ORTA

( 3 )

 

ÇOK

( 4 )

 

TAM

( 5 )

 

TOPLAM

 

Ağırlıklı Aritmetik Ortalama

4. SINIF ÖĞRETMENİ

F

5

65

196

158

105

529

3.55

%

0.94

12.28

37.05

29.86

19.84

100

5. SINIF ÖĞRETMENİ

F

16

90

172

160

82

520

3.38

%

3.07

17.30

33.07

30.76

15.76

100

6. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

6

56

99

64

37

262

3.26

%

2.29

21.37

37.78

24.42

14.12

100

7. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

7

51

97

62

27

244

3.20

%

2.86

20.90

39.75

25.40

11.06

100

TÜM

GRUP

F

34

262

564

444

251

1555

3.39

%

2.18

16.84

36.27

28.55

16.14

100

Deneklerden 4’üncü sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında konuların öğrenciler tarafından daha iyi öğrenilmesi için açıklayıcı, tamamlayıcı ve eğitici nitelikte öğretime yardımcı unsurlara “ Çok “ derecede yer verildiği, diğer statü grupları ise “ Orta “ derecede yer verildiği görüşündedirler.

26. Deneklerin; “ Bayrak, Türk Bayrağı Kanunu ve Türk Bayrağı Tüzüğüne ne derecede uygundur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 9.268 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden 4’üncü sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında bayrağın, Türk Bayrağı Kanunu ve Türk Bayrağı Tüzüğüne “ Çok “ derecede uygun olduğu, diğer statü grupları ise “ Tam “ derecede uygun olduğu görüşündedirler.

27. Deneklerin; “ Öğretime yardımcı unsurlar öğrencilerin gelişim basamaklarına ve konulara ne derecede uygundur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 27.868 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında öğretime yardımcı unsurların, öğrencilerin gelişim basamaklarına ve konulara “ Çok “ derecede uygun olduğu, sosyal bilgiler öğretmenleri ise “ Orta “ derecede uygun olduğu görüşündedirler.

28. Deneklerin; “ Öğretime yardımcı unsurlar, estetik yönden ne derecede uygun, net ve temiz baskılıdır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 19.945 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında öğretime yardımcı unsurların, estetik yönden “ Çok “ derecede uygun, net ve temiz baskılı olduğu, sosyal bilgiler öğretmenleri ise estetik yönden “ Orta “ derecede uygun, net ve temiz baskılı olduğu görüşündedirler.

29. Deneklerin; “ İstatistikî veriler en son bilgileri ne derecede yansıtmıştır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 52.017 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında istatistikî verilerin en son bilgileri “ Orta “ derecede yansıttığı görüşündedirler.

30. Deneklerin; “ Öğretime yardımcı unsurlar, ders kitabına ne derecede ilgi çekicilik katmıştır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 19.989 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında öğretime yardımcı unsurların, ders kitabına “ Orta “ derecede ilgi çekicilik ( renklerde gerçekçilik, estetik sayfa düzenleme, iyi algılama için büyüklük, ilgisiz ayrıntılardan kaçınma ) kattığı görüşündedirler.

31. Deneklerin; “ Haritaların ders kitabına yerleştirilmesinde Atlas, Harita, Yerküre ve Benzeri Eğitim Araçlarının İncelenmesine Ait Esaslara ne derecede uyulmuştur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 23.714 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Deneklerden sınıf öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında haritaların ders kitabına yerleştirilmesinde Atlas, Harita, Yerküre ve Benzeri Eğitim Araçlarının İncelenmesine Ait Esaslara “ Çok “ derecede uyulduğu, sosyal bilgiler öğretmenleri ise “ Orta “ derecede uyulduğu görüşündedirler.

 

  1. D.    Hazırlık ve Değerlendirme Çalışmaları Bakımından

32. Deneklerin; “ Hazırlık çalışmaları, öğrencilerin yakın çevresi, ihtiyaçları ve günlük yaşantısı ile ne derecede ilgilidir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu  ( H= 29.592 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında hazırlık çalışmalarının, öğrencilerin yakın çevresi, ihtiyaçları ve günlük yaşantısı ile “ Orta “ derecede ilgili olduğu görüşündedirler.

33. Deneklerin; “ Hazırlık çalışmaları, öğrencide ünite veya konuyu öğrenmek için ne derecede ilgi ve istek uyandırmaktadır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 14.393 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında hazırlık çalışmalarının, öğrencide ünite veya konuyu öğrenmek için “ Orta “ derecede ilgi ve istek uyandırdığı görüşündedirler.

34. Deneklerin; “ Hazırlık çalışmaları, öğrencilerin bilgi ve beceri birikimine ne derecede uygundur? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 36.655 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında hazırlık çalışmalarının, öğrencilerin bilgi ve beceri birikimine “Orta “ derecede uygun olduğu görüşündedirler.

35. Deneklerin; “ Hazırlık çalışmaları, öğrencileri seviyelerine uygun araştırma ve inceleme yapmaya ne derecede teşvik etmektedir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 22.027 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir ( bk. Tablo 41 ).

 

TABLO 41: HAZIRLIK ÇALIŞMALARININ; ÖĞRENCİLERİ SEVİYELERİNE UYGUN ARAŞTIRMA VE İNCELEME YAPMAYA TEŞVİK ETME DERECESİ SORUSUNA VERİLEN CEVAPLARIN STATÜ GRUPLARINA VE CEVAP KATEGORİLERİNE GÖRE DAĞILIMI

 

 

STATÜ

GRUPLARI

 

 

HİÇ

( 1 )

 

AZ

( 2 )

 

ORTA

( 3 )

 

ÇOK

( 4 )

 

TAM

( 5 )

 

TOPLAM

 

Ağırlıklı Aritmetik Ortalama

4. SINIF ÖĞRETMENİ

F

19

97

259

121

38

534

3.11

%

3.55

18.16

48.50

22.65

7.11

100

5. SINIF ÖĞRETMENİ

F

23

119

221

107

46

516

3.06

%

4.45

23.06

42.82

20.73

8.91

100

6. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

14

60

122

55

9

260

2.94

%

5.38

23.07

46.92

21.15

3.46

100

7. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

17

55

116

46

10

244

2.52

%

6.96

22.54

47.54

18.85

4.09

100

TÜM

GRUP

F

73

331

718

329

103

1554

3.03

%

4.69

21.29

46.20

21.17

6.62

100

 

Deneklerden 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenleri; sosyal bilgiler ders kitaplarında hazırlık çalışmalarının, öğrencileri seviyelerine uygun araştırma ve inceleme yapmaya “ Az “ derecede teşvik ettiği, diğer statü grupları ise “ Orta” derecede teşvik ettiği görüşündedirler.

36. Deneklerin; “ Değerlendirme çalışmalarında alıştırma, test, araştırma-inceleme, muhakeme etme gibi hususlara ne derecede yer verilmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 26.969 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında değerlendirme çalışmalarında alıştırma, test, araştırma-inceleme, muhakeme etme gibi hususlara “ Orta “ derecede yer verildiği görüşündedirler.

37. Deneklerin; “ Değerlendirme çalışmalarında ünite ile ilgili sorular, öğrencilere kazandırılması amaçlanan bilgi, beceri, tutum, tavır, davranış ve alışkanlıkların tamamını kapsayacak şekilde ne derecede işlenmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olmadığı ( H= 12.348 < x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir ( bk. Tablo 43 ).

 

TABLO 43: DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARINDA;  ÜNİTE İLE İLGİLİ SORULARIN, ÖĞRENCİLERE KAZANDIRILMASI AMAÇLANAN BİLGİ, BECERİ, TUTUM, TAVIR, DAVRANIŞ VE ALIŞKANLIKLARIN TAMAMINI KAPSAYACAK ŞEKİLDE İŞLENME DERECESİ SORUSUNA VERİLEN CEVAPLARIN STATÜ GRUPLARINA VE CEVAP KATEGORİLERİNE GÖRE DAĞILIMI

 

 

STATÜ

GRUPLARI

 

 

HİÇ

( 1 )

 

AZ

( 2 )

 

ORTA

( 3 )

 

ÇOK

( 4 )

 

TAM

( 5 )

 

TOPLAM

 

Ağırlıklı Aritmetik Ortalama

4. SINIF ÖĞRETMENİ

F

12

108

229

141

47

537

3.19

%

2.23

20.11

42.64

26.25

8.75

100

5. SINIF ÖĞRETMENİ

F

19

130

211

109

49

518

3.07

%

3.66

25.09

40.73

21.04

9.45

100

6. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

6

52

116

69

21

264

3.17

%

2.27

19.69

43.93

26.13

7.95

100

7. SINIF SOSYAL BİLGİLER ÖĞRETMENİ

F

9

51

97

68

22

247

3.17

%

3.64

20.64

39.27

27.53

8.90

100

TÜM

GRUP

F

46

341

653

387

139

1566

3.14

%

2.93

21.77

41.69

27.41

8.87

100

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında değerlendirme çalışmalarında ünite ile ilgili soruların, öğrencilere kazandırılması amaçlanan bilgi, beceri, tutum, tavır, davranış ve alışkanlıkların tamamını kapsayacak şekilde “ Orta “ derecede işlendiği görüşündedirler.

38. Deneklerin; “ Değerlendirme çalışmalarında sorular, öğrencilerin kendi kendisini değerlendirmesine ne derecede imkân sağlamaktadır? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 34.043 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında değerlendirme çalışmalarında soruların, öğrencilerin kendi kendisini değerlendirmesine “ Orta “ derecede imkân sağladığı görüşündedirler.

39. Deneklerin; “ Değerlendirme çalışmalarında sorular, öğrencileri bilgi, beceri, tutum ve davranışlar kazanmaya ne derecede teşvik etmektedir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 28.233 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında değerlendirme çalışmalarında soruların, öğrencileri yeni bilgi, beceri, tutum ve davranışlar kazanmaya    “Orta “ derecede teşvik ettiği görüşündedirler.

40. Deneklerin; “ Değerlendirme çalışmalarında araştırma ve inceleme konuları, öğrencilerin farklı ilgi düzeyleri ve çevreleri ne derecede dikkate alınarak işlenmiştir? ” sorusuna verdikleri cevapların, mensup oldukları statü gruplarına bağlı ( manidar ) olduğu ( H= 34.824 > x²T= 21.026, P < .05  s.d.= 12 ) gözlenmiştir..

Denekler; sosyal bilgiler ders kitaplarında değerlendirme çalışmalarında araştırma ve inceleme konularının, öğrencilerin farklı ilgi düzeyleri ve çevreleri dikkate alınarak “ Orta “ derecede işlendiği görüşündedirler.

41. Deneklerin; “ İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Nitelikleri hakkında yukarıda yer verilenlerin dışında sizin belirtmek istediğiniz görüş, düşünce, teklif ve eleştirileriniz varsa, lütfen maddeler hâlinde aşağıya yazınız.” açık uçlu sorusuna verdikleri cevaplar, konu başlıkları altında gruplandırılmıştır     ( bk. Tablo 47 )

 

TABLO 47: İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Nitelikleri hakkında AÇIK UÇLU SORUYA VERİLEN CEVAPLARIN CEVAP KATEGORİLERİNE  GÖRE DAĞILIMI

 

İLLER

Muhteva

 

Öğretime Yardımcı Unsurlar

 

4

5

6

7

T

4

5

6

7

T

BİLECİKF

4

4

2

1

3

BİNGÖLF

5

4

5

7

21

5

3

2

3

13

ÇANKIRIF

2

10

11

12

35

1

7

1

9

HAKKARİF

5

5

9

19

5

4

1

10

KIRKLARELİF

6

3

13

14

36

7

3

2

7

19

BAYBURTF

1

1

6

7

15

2

2

4

1

9

ARDAHANF

2

1

6

1

10

YALOVAF

1

9

11

10

31

3

1

6

10

KİLİSF

4

6

3

2

15

3

5

1

1

10

OSMANİYEF

10

8

22

20

60

6

8

5

7

26

TOPLAMF

36

47

77

86

246

29

37

17

26

109

%

14.6

19.1

31.3

34.9

100

26.6

33.9

15.5

23.8

100

 

 

 

İLLER

Hazırlık Çalışmaları

Değerlendirme Çalışmaları

Sözlük

4

5

6

7

T

4

5

6

7

T

4

5

6

7

T

BİLECİKF

5

3

8

BİNGÖLF

2

2

10

8

18

ÇANKIRIF

4

10

3

2

18

1

1

2

HAKKARİF

5

3

8

2

3

1

6

2

2

KIRKLARELİF

4

2

1

1

8

11

5

2

4

22

1

1

BAYBURTF

1

1

3

2

2

1

8

ARDAHANF

1

1

2

1

1

2

YALOVAF

1

2

3

2

6

2

4

14

KİLİSF

3

5

5

6

10

16

OSMANİYEF

1

5

1

1

8

11

9

3

2

25

1

1

2

TOPLAMF

17

16

5

2

40

55

57

12

14

138

4

2

1

7

%

42.5

40

12.5

5

100

39.8

41.3

8.6

10.1

100

57.1

28.5

14.2

100

 

Tablonun incelenmesinden de anlaşılacağı gibi 540 öğretmen, İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının Nitelikleri hakkındaki açık uçlu soruya cevap vermiştir. Bunlardan 246’sı ( % 45.55 ) muhteva ( içerik ), 138’i ( % 25.55 ) değerlendirme çalışmaları, 109’u ( % 20.18 ) öğretime yardımcı unsurlar, 40’ı ( % 7.40 ) hazırlık çalışmaları ve 7’si ( % 1.29 ) sözlük hakkında görüş, düşünce, teklif ve eleştirilerini belirtmişlerdir.

Buna göre, İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler Ders Kitaplarının muhteva, hazırlık ve değerlendirme çalışmaları, öğretime yardımcı unsurlar ve sözlük unsurlarının hazırlanması, incelenmesi ve kabulü, uygulama, ölçme ve değerlendirilmesinde farklılıkların/birtakım sorunların bulunduğu söylenebilir.

 

B. TEKLİFLER

ARAŞTIRMANIN AMAÇLARI

C. Eğitimi etkileyen ve eğitimden etkilenen 4 ve 5’inci sınıf öğretmenleri ile 6 ve 7’nci sınıf sosyal bilgiler öğretmenlerinin, ders kitaplarının seçimi görevlerini ilköğretim okulunun amaçlarına uygun ve etkili bir biçimde yapabilmelerine yardımcı teklifler geliştirmek

Program hazırlama ve geliştirme grupları / komisyonlarının, “ okul düzey ve türü ile ilgili alan öğretmenleri, alt ve üst düzey alan öğretmenleri, Talim ve Terbiye Başkanlığı uzmanları, program geliştirme uzmanı, mümkün olduğu takdirde okul psikoloğu ve sosyoloğu, alandan en az bir üniversite öğretim üyesi “nden kurulması öngörülmüştür [21].

Ders kitabı, öğretim programının öngördüğü genel ve özel amaçlar / davranışlar ile bunları gerçekleştirecek öğrenme- öğretme durumlarının yorumlanmış somut göstergesidir. Ders kitabı üretiminde yazar / yazarların alan bilgisi ile yetinilmemelidir. Program geliştirme, öğretim teknolojisi ve materyal geliştirme, ölçme ve değerlendirme uzmanları da mutlaka ders kitabı hazırlama ve geliştirme çalışmalarında yer almalıdır.

Ders kitabı üreten Millî Eğitim Bakanlığı birimleri ile özel kesim yayınevleri; alan öğretmeni / öğretim elemanı, program geliştirme uzmanı, eğitim teknolojisi, ölçme ve değerlendirme uzmanlarını istihdam yeterliğine sahip konuma getirilmelidir.

 

D. Eğitim aracı olarak sosyal bilgiler ders kitaplarının nitelikleri, incelenmesi, tavsiyesi, seçimi ve kullanımı konusunda yapılacak çalışmaları yönlendirecek teorik bir model geliştirmek

İlköğretim kurumlarında uygulanan öğretim programları ve eğitim aracı olarak kullanılan / okutulan ders kitapları; yönetici, öğretmen, müfettiş, öğrenci velisi ve öğrencilerin görüşleri alınarak değerlendirilmelidir. Birey ve toplumun ihtiyaçları, öğretim programlarında amaç olarak yer almaktadır. Değerlendirme,  eğitimi etkileyen ve eğitimden etkilenen kişi ve görevlilerin beklentilerinin karşılanma derecesini ortaya çıkarır. Özellikle öğrencilerin ilgi, istek ve ihtiyaçlarının karşılanma durumu, öğretim yılı sonu ve başında bilinmeli ki, rastlantılara ve keyfiliklere dayalı uygulamaların önü alınabilsin.

Program ve ders kitabı hazırlama-geliştirme çalışmaları, Türk Millî Eğitiminin temel ilkelerinden “ bilimsellik “ ilkesine göre gerçekleştirilmelidir. Bilimsellik, bilimsel yöntem ve teknolojik gelişme ve bunları çağrıştıran kavramlar, artık söylem olmaktan çıkmalıdır.

Millî Eğitim Bakanlığı merkez ve taşra teşkilâtı birimleri ile eğitim kurumlarında uzmanlık alanları ve uzmanlar anlam ve yerini bulmalıdır. Eğitim yönetimi, eğitim denetimi, eğitim plânlaması, eğitimde rehberlik, eğitimde program geliştirme, özel eğitim, eğitim teknolojisi, beslenme eğitimi, halk eğitimi, eğitimde ölçme, değerlendirme ve yönlendirme alanlarında uzmanla istihdam edilmelidir.

Öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarında (eğitim fakülteleri) ana bilim dallarında “ Özel Öğretim Yöntemleri, Öğretim Teknolojileri ve Materyal Geliştirme, Konu Alanı Ders Kitabı İncelemesi “ dersleri teorik ve uygulamalı verilmektedir. Ancak, öğretmenlerin hizmet öncesi eğitiminden sorumlu öğretim elemanlarının da program ve eğitim araçları hazırlama-geliştirme alanlarında niteliklerini geliştirmeleri gereklidir.

Eğitim bölge ve kurulları ile eğitim fakülteleri iş birliği ile program ve eğitim aracı hazırlama -e geliştirme etkinlikleri gerçekleştirilmelidir. Yerinden / yerel yönetim-denetim-uygulamaya bir an önce geçilmelidir.

Millî Eğitim Bakanlığı ana hizmet birimleri, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı, Araştırma, Plânlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı, il ve ilçe millî eğitim müdürlükleri ile eğitim kurumlarında görevli ( her ne ad / unvan altında olursa olsun ) uzman ( eğitim uzmanı / kurul uzmanı ), şube müdürü, il ve ilçe millî eğitim müdürü, ilköğretim müfettişi, okul müdürü, sınıf ve branş öğretmenleri; hizmet içi eğitim kurs ve seminerleri ve/veya yüksek lisans eğitimi ile Türk Millî Eğitiminin temel ilkelerinden “ bilimsellik “ ilkesini uygulayabilecek niteliği kazanmalıdır.

Program hazırlama ve geliştirme çalışmaları ile ders kitabı hazırlama ve geliştirme çalışmaları birlikte gerçekleştirilmelidir. Hazırlanan program ve ders kitapları pilot uygulama ile sınanmalıdır. Uygulama sonuçlarına göre program ve ders kitabı geliştirilmelidir. Teknolojik gelişmeler de göz ardı edilmemeli; bilgisayarlı öğretim öğrencilerin ilgi, istek ve ihtiyaçlarını kıs sürelerde karşılayabilmelidir. Bu kapsamda ders kitapları cd olarak verilebilmelidir. Ders kitabını destekleyici, niteliklerini değerlendirmeye yönelik ölçme araçları gibi eğitim durumları eğitimde yerini almalıdır.

 

 

 

DİP NOTLAR

(*) G. Ü. Kastamonu Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, 37200 Kastamonu, Türkiye

[1] Bu araştırma, 19.11.2001 tarih ve 2001/11 sayılı Eğitim Araştırmaları Destek Protokolu  kapsamında MEB Eğitimi Araştırma ve Geliştirme Dairesi Başkanlığının desteğiyle gerçekleştirilmiştir.

[2] MEB Ders Kitapları Yönetmeliği (29.05.1995;22297 Resmî Gazete, 03.07.1995;2434 Tebliğler Dergisi ), madde 4

[3] A. Ferhan OĞUZKAN, Eğitim Terimleri Sözlüğü, s. 49

[4] 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu, (24.06.1973;14574 Resmî Gazete, Değişiklik 16.06.1983;28042 Resmî Gazete), madde 55

[5] A. g. y., madde 5

[6] A. y., madde 7

[7] MEB Talim ve Terbiye Kurulunun 05.06.1995 gün ve 265 sayılı kararı, 03.07.1995;2434 Tebliğler Dergisi

[8] MEB Ders Kitapları Yönetmeliği, madde 23

[9] MEB’nın 16.05.1997 gün ve 1997 / 32 sayılı genelgesi, 01.05.1997;2476 Tebliğler Dergisi

[10] MEB’nın 29.05.1996 gün ve 1996 / 40 sayılı genelgesi, 03.06.1996;2454 Tebliğler Dergisi

[11] MEB Ders Kitapları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ( 12.08.1998;23431 Resmî Gazete, Eylül 1998;2492 Tebliğler Dergisi )

[12] 05.07.2000;24100 Mükerrer sayılı Resmî Gazete

[13] A. g. y., s. 96

[14] A. g. y., s. 98

[15] A. g. y., s. 107

[16] 3797 sayılı Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilât ve Görevleri Hakkında Kanun,(12.05.1992;21226 Resmî Gazete), madde 1

[17] Aynı Kanun, madde 5

[18] 30.04.1999;23681 Resmî Gazete, Eylül 1999;2504 Tebliğler Dergisi; MEB Personel Genel Müdürlüğünün 02.07.1999 gün ve 53299 sayılı Makam Onayı eki liste, Eylül 1999;2504 Tebliğler Dergisi; MEB Personel Genel Müdürlüğünün 25.01.2000 gün ve 8282 sayılı Makam Onayı, Şubat 2000; 2509 Tebliğler Dergisi

[19] 222 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu, madde 1

[20] MEB Ders Kitapları Yönetmeliği (29.05.1995;22297 Resmî Gazete, 03.07.1995;2434 Tebliğler Dergisi), madde 5,7; Kitapların Hazırlanması ve İncelenmesi ile İlgili Esas ve Usuller ( 03.07.1995;2434 Tebliğler Dergisi )

[21] Eğitim Programlarının Hazırlanmasında Esas Alınacak Program Modeli ve Program Hazırlanırken Gözönünde Bulundurulacak Esaslar ( 26.05.1983; 86 Talim ve Terbiye Kurulu kararı eki ); Millî Eğitim Müdürlükleri Program Hazırlama ve Geliştirme Komisyonları Çalışma Yönergesi  (10.04.1995; 2428 Tebliğler Dergisi)

 

 

YARARLANILAN KAYNAKLAR

  1. ALKAN, Cevat, Özel Öğretim İlke ve Yöntemleri, A. Ü. Eğt. Bil. Fak. Yay.,  No: 167, Ankara,1991
  2. ——————, Eğitim Ortamları, A.Ü. Eğitim Fakültesi Yay., No: 85, Ankara 1979

3.   BART, James L. ve diğerleri, İlköğretimde Sosyal Bilgiler Öğretimi,YÖK-Dünya Bankası Milli Eğitimi Geliştirme Programı,Ankara,1997

4.   BAŞARAN, İ. Ethem, Eğitime Giriş, Kadıoğlu Matbaası,Ankara,1983

5.   BEYAZITOĞLU, E. Nazif, İlkokul IV. Sınıf Sosyal Bilgiler Programında Öngörülen Kavramların Kazandırılma Düzeyi (Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi), H.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara,1991.

6.   BİNBAŞIOĞLU, Cavit, Genel Öğretim Bilgisi, Ankara,1981.

  1. ÇİLELİ, Meral, İlköğretim Kurumlarında Sosyal Bilgiler Öğretimi ve Sorunları,

T.E.D. Yayınları Öğretim Dizisi No: 13, Ankara,1995

  1. DEMİREL, Özcan, Genel Öğretim Yöntemleri, Usem Yay., No:11, Ankara,1994
  2. DOĞAN, Hıfzı, Analiz ve Program Geliştirme, Ankara 1979

9.    ERDEN, Münire, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Alkım Yayınevi, Ankara.

10.   ERDEN, Münire ve Yasemin Akman, Eğitim Psikolojisi, Ankara, 1995

11.   ERGİNER, Ergin, Öğretimi Planlama, Uygulama ve Değerlendirme, Anı Yayınları, Ankara, 2000.

  1.  ERTÜRK, Selahattin, Eğitimde Program Geliştirme, Yelkenkaya Yayınları, Ankara,1984.
  2.  FİDAN, Nurettin, Okulda Öğrenme ve Öğretme- Kavramlar, İlkeler, Yöntemler-, Kadıoğlu

Matbaası, Ankara,1985

  1.  ………………………, Okulda Öğrenme ve Öğretme, Alkım Kitabevi,Ankara,1990.
  2.   KARASAR, Niyazi, Bilimsel Araştırma Yöntemi, Nobel Yay. Dağıtım, Ankara,1999
  1. KISAKÜREK,M.A.- F.Paykoç; Sosyal Bilgiler Öğretimi, Meteksan Yayınları, Ankara,1987
  2. KOÇAK, Kemal,  Cumhuriyetten Günümüze Tarih Anlayışı ve Ortaöğretim Kurumlarında Tarih Öğretimi (Doktora Tezi ), G.Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1998
  3. ………………………., Ortaöğretim Kurumları Tarih Programının Değerlendirilmesi (Alan Araştırması- Ankara Örneği ), Kastamonu Eğitim Dergisi, Cilt : 8, Sayı: 1, Mart 2000, s. 141-180
  4. ……………………….,  Sosyal Bilgiler Programının Değerlendirmesi (Alan Araştırması-Kastamonu Örneği), Kastamonu Eğitim Dergisi, Cilt : 10, Sayı:1, Mart 2002, s. 133-166
  5. KÜÇÜKAHMET, Leyla, Öğretim İlke ve Yöntemleri, Alkım Kitabevi, İstanbul, 1998.
  6. ———————, ( editör ), Konu Alanı Ders Kitabı İnceleme Kılavuzu, 4-8 Sosyal Bilgiler, Vatandaşlık ve İnsan Hakları Eğitimi, T.C.İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük, Nobel Yayın Dağıtım, Ankara,  Kasım 2001

22.  MOFFAAT, Maurice, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Maarif Basımevi, İstanbul,1957.

  1. OĞUZKAN, A.Ferhan, Eğitim Terimleri Sözlüğü, TDK Yayınları, A.Ü. Basımevi, Ankara,1981.

24.  ÖZDEN, Yüksel, Öğrenme ve Öğretme,Pegem Yayınları,Ankara,1997.

25.  POCZTAR, Jerry, Programlı Öğretim Kuramları ve Uygulaması, ( Çev.: Alişan Hızal ), A.Ü. Eğitim Bilimleri Fakültesi Yayınları,  No: 199,Ankara,1997.

26. SAFRAN, Mustafa,  “Değişik Öğrenim Basamaklarındaki Tarih Dersine İlişkin Tutumlar Üzerine Bir Araştırma”, Eğitim Sayı: 4, MEB Basımevi,Ankara, 1993.

27.  ………………………..; Ortaöğretim Kurumlarında Tarih Öğretiminin Yapı ve Sorunlarına  İlişkin Bir Araştırma, ( Yayınlanmamış Doçentlik Tezi ),G.Ü., Ankara, 1993.

28.  SAĞLAMER, Emin; İlkokulda Sosyal  Bilgiler Öğretimi,Ankara,1980.

29.  SÖNMEZ, Veysel, Program Geliştirme ve Öğretmen El Kitabı, Olgaç Matbaası,Ankara,1986.

30.   …………………………, Sosyal Bilgiler Öğretimi, Şafak Matbaası, Ankara,1994.

31.  Tebliğler Dergisi,  (2434 ), MEB Ders Kitapları Yönetmeliği.

  1. ……………………….,  ( 2487 ), Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı
  2. ……………………….,  ( 2525 ), 2001-2002 Öğretim Yılında Okutulacak  İlköğretim ve Ortaöğretim Ders Kitapları
  3. Türkiye ve Almanya’da İlköğretim Ders Kitapları, Türk-Alman Kültür İşleri Kurulu Yayın Dizisi No:11,  Ankara, Haziran 1996

34.  TEKIŞIK, H. Hüsnü,  Sosyal Bilgiler Öğretimi Rehberi, Ankara, 1987.

35.  TURGUT , M. Fuat,  Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, Saydam Matbaacılık, Ankara,1992.

36.  ÜLGEN, Gülten,  Kavram Geliştirme Uygulama ve Kuramlar,Ankara,1988.

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Maarifimizde İstikamet

Kılıç Ali’nin Anlatımıyla Dr. Reşit Galip Olayı

Published

on

Giriş

Ayşe Afet İnan’[1]ın “1933 yılının 23 Nisan Çocuk Bayramı idi. O, heyecanla Çankaya Köşkü’ne geldiği vakit, Atatürk’ün yanında bana bir kâğıt uzattı ve şunları anlatmaya başladı:

Sabahleyin ilk bayramlaşmayı kızlarımla yaptım. Onlara bir şeyler söylemek istediğim vakit, bir ant meydana çıktı. İşte Cumhuriyetimizin 23 Nisan çocuklarına armağanı” dedi. Kâğıtta şöyle yazıyordu:

Türküm, doğruyum, çalışkanım. Yasam: Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak; yurdumu, budunumu özümden çok sevmektir. Ülküm, yükselmek, ileri gitmektir. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.

Bu sözler, Türk çocukları tarafından o yıldan beri tekrarlanmaktadır. Vatanperver Dr. Reşit Galip, evvela bir baba olarak bu hisleri duymuş, sonra da Milli Eğitim Bakanı olarak okul çocuklarına bu andı içirmişti.

O, 6 Mart 1934 gününde, daha bu ülkeye çok yararlı olabilecek bir çağda vefat etti. Ulus, bu gibi feragatli değerlere her zaman muhtaçtır. Dr. Reşit Galip’in kişiliğinde Türk Tarih Kurumu, kurucu bir üyesini, vatan, idealist bir evladını kaybetmiştir.” [2] ifadeleriyle tanımladığı Dr. Reşit Galip [3], Mustafa Kemal’in isteği üzerine 19 Eylül 1932-13 Ağustos 1933 tarihleri arasında Maarif Vekilliği yapmıştır.

Mustafa Kemal’in 17-19 Mart 1923 tarihlerinde yaptığı Mersin gezisinde, Millet Bahçesi’nde Türk Ocağı’nın düzenlediği açık hava toplantısında Dr. Reşit Galip, Mersin Türk Ocağı Başkanı ve Hükumet Tabibi olarak konuşma yapmıştır. Dr. Reşit Galip’in konuşmasını dinleyen Mustafa Kemal, konuşmayı cevaplandırmak üzere kürsüye çıkmış ve aşağıdaki konuşmayı yapmıştır [4]:

Mersin’de Halka Nutuk

(17 Mart 1923)

Mersin, 17 [Mart 1923] (A. A.) – Gazi Paşa Hazretleri Mersin Millet Bahçesi’nde Mersinliler namına Doktor Reşid Bey’in nutkundan pek mütehassis olmuşlar ve halka hitaben bir çeyrek saat irad-i nutuk [nutuk irat] buyurmuşlardır. Paşa Hazretleri’nin bu nutuklarından zapt edilebilen aksamı [kısımları] ber-vech-i atidir [aşağıdadır]:

“Aziz kardeşler,

Genç ve çok kıymetli doktorumuz Reşit Bey’in sözleri bence iki nokta-i nazardan [bakımdan] kabil-i taksimdir [taksim edilebilir].

Birincisi doğrudan doğruya kalbinin, vicdanının ve muhterem Mersin halkının vicdanının, benim kalbimdeki hissiyata tercüman olan hissiyatıdır. Buna teşekkür ile iktifa edeceğim [yetineceğim]. Hakikaten muhterem Doktor’un dediği gibi, benim için dünyada en büyük mevki ve mükâfat milletin bir ferdi olarak yaşamaktır. Eğer Cenabı Hak beni bunda muvaffak etmiş ise, şükür ve hamtlar ederim. Bugün olduğu gibi ömrümün nihayetine kadar milletin hadimi [hizmetçisi] olmakla iftihar edeceğim.

Muhterem Mersin halkı, bugün hakkımda gösterdiğiniz samimi ve heyecanlı tezahürattan size ayrıca teşekkür ederim. Ayrıca itiraf etmek mecburiyetindeyim ki, geldiğim günden bu ana kadar hissiyatımın, memnuniyetimin derecesini biliyorum, müsterih ve emin bulunuyorum ki, her taraftaki kardeşlerimiz gibi burada da bana muhabbet ve itimat eden kardeşler var. Mersinliler, memleketiniz Türkiya’nın çok mü­him bir noktası bulunuyor, çok mühim bir ticaret noktasıdır. Memleketiniz bütün dünya ile Türkiya’nın en mühim bir irtibat noktasıdır. Bunu sizler benden iyi biliyorsunuz. Memleketinize sahip olabilmek için çektiğiniz elemler, azaplar, mahrumiyetler büyük olmuştur. Bunu sizler takdir edersiniz. Hepimiz arzu edelim ki, acı günler tekerrür etmesin. Buna hakikaten layık olmak lazımdır. Muharebe meydanlarında kıymetli evlatlarımızın süngü ve silahlarının muzafferiyeti kâfi değildir. Bu muzafferiyet ve muvaffakiyet çok büyüktür. Ancak hakiki refah ve saadete sahip olabilmek için, asıl bundan sonra çalışmak lazımdır. Sizin için zafer ve terakki [ilerleme] sahası iktisadiyatta, ticarettedir. Bunu takdir ediyorsanız, çok çalışmaya mecbursunuz. Aksi takdirde memleketin sahib-i hakikisi [hakiki sahibi] olduğunuzu söyleseniz bile, kimseyi inandıramazsınız. Bu hakikatle dolu sözlerim, fakat bu hakikati ifade ediyorum. Gönül arzu eder ki, burada bir saat, bir gün değil, uzun müddet kalayım, daha hususi hasbıhaller yapalım [özel görüşüp dertleşelim]. Fakat şimdilik buna imkân yoktur. Sözümü kesmek mecburiyetindeyim. Son söz olmak üzere bu memleketin hakiki sahibi olunuz, diyeceğim. Burada geçirdiğim saatler benim için pek kıymetli olmuştur. Derin muhabbetlerle hepinize veda ediyorum; Allah’a ısmarladık arkadaşlar.”

Paşa Hazretleri ve maiyeti erkânı saat üçü on beş geçe bahçeden istasyona ve üç buçukta hususi trenle Tarsus’a hareket buyurdular.

***

Kılıç Ali’[5]nin Anlatımıyla Dr. Reşit Galip Olayı

Bu [17-19 Mart 1923 tarihlerinde yapılan] Mersin gezisinden bir hayli sonra, Hamidiye kruvazörü ile Mudanya’dan Trabzon’a gidiyorduk. Hamdullah Suphi Bey de (Tanrıöver) bizimle birlikteydi. Tam Sinop limanına gireceğimiz sırada, boş bulunan birkaç milletvekilliği için adayların durumu konuşuluyordu. Gazi, hemen Reşit Galip’i hatırladı:

Mersin’de bir doktor görmüştük. Adı Ragıp mıydı neydi?

Hamdullah Suphi Bey, Reşit Galip’le ilgili kanaatlerini, onun yurtseverliğini kendine özgü güzel konuşma şekliyle anlattı. Reşit Galip’in adaylığı bu şekilde Hamidiye kruvazöründe kararlaştırılmış oldu. Gazi, bu geziden Ankara’ya döner dönmez Reşit Galip’in adaylığı için hemen emir verdi.

O yıllarda milletvekili adayları, Bakanlar Kurulu ve partinin genel yönetim kurulu ile grup yönetim kurulu üyelerinden oluşan Parti Divanı tarafından belirlenir ve ilan edilirdi. Ben de partinin Genel Yönetim Kurulu Üyesi olduğum için bu divana dâhildim. Başbakan Fethi Okyar’ın başkanlığında toplanan Parti Divanı’nda Dr. Reşit Galip’in adaylığı görü­şüldü. Bazı itirazlar oldu. Arkadaşlar bunun Gazi tarafından istendiğinden haberdar değillerdi. Buna rağmen bütün arkadaşlar oylarını sonuçta Reşit Galip’e verdiler. Bu adaylığa sadece Sağlık Bakanı Dr. Refik Bey (Saydam) karşı çıkmıştı. Divan toplantısından sonra bir aralık Refik Bey’in koluna girdim. “Niçin muhalif kaldınız?” diye sordum. Gazi’nin arzusu olduğunu anlattım. Bana aynen şunları söyledi:

Kılıç Ali, belki doğru yapmadım. Fakat ben gidip bizzat Gazi’ye niçin muhalif kaldığımı arz edeceğim. O zaman hiç şüphe etmem ki beni haklı bulacaklar ve mazur göreceklerdir.

Hemen arkasından şunları ekledi:

Bu adamı çok iyi bilirim. Şimdi bir köy doktorunu milletvekili yapıyoruz. Yarın milletvekilliği kendisine az gelecek. Bakan olmak isteyecek. Bakan olursa o da az gelecek başbakanlık isteyecek! Başbakan olursa. . .

Kolumdan çıktı ve “Ondan sonra ne isteyeceğini artık sen anla” diyerek başını titrete titrete yürüdü, odadan çıkıp gitti.

Reşit Galip’in adaylığı ilan edildi, milletvekili seçildi. Meclis’e gelir gelmez İstiklal Mahkemesi üyesi oldu. Birlikte çalış tık. Ahlakı, yurtseverliği ve başarılı çalışmalarından dolayı kendisini saygıyla anmak görevimdir.

Reşit Galip, okumayı ve çalışmayı çok seven kültürlü bir gençti. Vaktiyle Türk Ocakları’nın yıllık kongrelerinde yaptığı gibi milletvekili olduktan sonra sık sık kürsüye çıkar, gü­zel konuşur, görüş ve düşüncelerini söylemekten, savunmaktan çekinmezdi. Çok olumlu görüş ve düşünceleri vardı. Cesur bir adamdı. Meclis’te tartışmalara katılmaktan zevk alırdı. Meclis’te ve parti toplantılarında yaptığı konuşmalarla giderek dikkati çekmeye başladı.

Reşit Galip’in bir parti toplantısında, doğu illerinden söz edilirken, Kürtlük konusunu gündeme getirerek, hükümetin o illerde halkı rencide ettiğini ileri sürmesi İsmet Paşa ile arasının açılmasına sebep olmuştu. Hele parti toplantısı sırasında, “İsmet Paşa bunları duymuyor. Aslında duymak gücüne sahip değildir” diye bağırmasını İsmet Paşa hiçbir zaman affetmeyecekti.

Atatürk o sıralarda Türk tarihiyle ilgileniyor, bu konuya büyük önem veriyordu. Ülkenin tanınmış tarihçilerini ve profesörlerini davet ediyor, toplantılar, görüşmeler ve araştırmalar yapıyordu. Bu arada Reşit Galip’ten de yararlanıyordu. Reşit Galip ise Atatürk’ten aldığı her görevi büyük bir özenle yerine getiriyordu. Bu nedenle de Atatürk’ün dikkatini çekmeyi başarmıştı. Gerek Meclis çalışmalarında ve devrimler konusunda, gerekse bilim alanında gösterdiği başarılarla Atatürk’ün sevgisini ve güvenini kazanmıştı. Dolayısıyla O’nun çevresine de girmiş oldu. Her akşam sofrada ve yapılan gezilerde arkadaşlar arasında bulunurdu. Fakat Atatürk’ün çevresine girip onun yakını olduktan sonra tavırları değişmeye başladı. Yavaş yavaş yakın arkadaşlarını bile beğenmez olmuştu. Sadece milletvekili olarak kalmış olmasını takdir edilememesine bağlıyordu. Dr. Refik Saydam’ı haklı çıkarır gibiydi.

Atatürk, gezilerinin birinde Reşit Galip’i de yanına alarak İstanbul’a getirmiş, kendisini Dolmabahçe Sarayı’nda konuk ediyordu. Bir gece hep birlikte Beyoğlu’ndaki Turkuvaz lokantasına gittik. Bu lokanta, Bolşevik ihtilalinden kaçıp Türkiye’ye sığınmış olan Beyaz Ruslardan bir karı-koca tarafından açılmıştı. Lokantanın bütün çalışanları da Beyaz Rus’tu. İyi Rus ailelerinden oldukları yüzlerinden anlaşılıyordu. Görüntü ve adamların tavırları Atatürk’ün pek hoşuna gitmişti. Lokantanın sahibi ile sahibesini yanına çağırdı. Böyle güzel düzenlenmiş bir lokanta açtıkları için kendilerini kutladı.

Atatürk, her vatandaşın konforlu bir evde çoluk çocuğuyla refah içinde yaşamasını, güzel lokantalarda oturup yemek yemesini, güzel bir gazinoda eğlenmesini isterdi. Bir vatandaşının, bir yakınının bir eve sahip olduğunu, hele bu evin konforunun yerinde bulunduğunu görünce çok memnun olurdu. Halkın yemek yediği, eğlendiği yerlerin de Avrupai tarzda yapılmasından, konforlu ve temiz olmasından hoşlanırdı. Ankara’da Karpiç’te, İstanbul’da Park Otel, Tokatlıyan ve Turkuvaz’da, temiz salonlarda, temiz masalarda neşe içinde yemek yiyenleri görünce çok mutlu olurdu. Bu çeşit yerlerin sayısının artmasını arzulardı. Turkuvaz sahipleri de bunu bildikleri için Atatürk’ten yardım rica ettiler. Atatürk bu ricaya şu karşılığı verdi:

Mademki yapılacak daha başka yeniliklere maddi imkânları yoktur, o halde büyük bir şehrin ihtiyacını karşılayabilecek bu yeniliğe bankalar yardım etmelidir.”

Daha sonra, sofrada bulunan Hasan Saka’ya şu emri verdi:

Hasan Bey! Yarın İş Bankası’yla görüşünüz. Durumu birlikte inceleyiniz. Bu müesseseye mümkün olan yardımı yapsınlar. Bu şekilde İstanbul rahat edebilecek güzel bir yer kazanmış olur.

Hemen şunu eklemeyi de ihmal etmedi:

Tabii bankanın yapacağı bu yardım, bankanın usul ve teamülüne uygun olsun.”

Hasan Saka Bey bu işle meşgul oldu. İş Bankası bu müesseseye yardım için çok uğraştı. Fakat müessesenin sahipleri teminat gösteremedikleri için kredi verilemedi.

Turkuvaz’da servis yapan Madam Vera, hizmeti ve güler yüzlülüğüyle Atatürk’ün çok kez iltifatına mazhar olmuştu. Bu nedenle Madam Vera adı, özellikle o gece sofrada bulunanların belleğinde kalmış olmalıdır. Bu arada Reşit Galip’in de belleğinde ve anılarında iz bıraktığını sonradan anlamıştık.

***

Reşit Galip Bey, aynı zamanda Ankara Halkevi başkanlığını da üstlenmişti ve bu görevi büyük bir hevesle yapıyordu. Özellikle tiyatro alanında bir yenilik yapmak istiyor, buna çok önem veriyordu. Hatta Atatürk’ün takdirini kazanan bir piyes seyrettirmeyi başarmıştı. Fakat o zaman Milli Eğitim bakanı olan Esat Bey, Reşit Galip’in bu alandaki yenilik teşebbüslerine daima engel oluyordu. Reşit Galip’in bakanlıktan istedikleri reddediliyordu. Reşit Galip sık sık bunları bana anlatır, Esat Bey’den acı acı şikâyet ederdi.

Milli Eğitim Bakanı Esat Bey (Sagay), piyade albaylığından emekli eski bir askerdi. Harbiye’de uzun yıllar Almanca hocalığı yapmıştı. Balkan Savaşı sırasındaki fırka kumandanlığından sonra emekliye ayrılmış, ordu donanma pazarı müdürlüğüne getirilmişti. Mütarekede İstanbul Belediye Cemiyeti’ne üye seçilmiş, sonunda ikinci devrede milletvekili seçilerek Meclis’e gelmişti. Harbiye’de Atatürk’ün de hocalığını yapmış olduğu için Atatürk ona “hocam” diye hitap ederdi.

Esat Bey olgun, tecrübeli, dürüst ve nazik bir insandı. Milli Eğitim Bakanlığı’na getirildiğinde kendisinden çok olumlu işler ve yenilikler beklenmişti. Zaman geçtikçe bunların hiç­biri olmayınca Atatürk bile hayal kırıklığına uğramıştı. Sırası geldikçe Esat Bey’i uyarıyordu. Esat Bey’in artık uzun süre bakanlıkta kalamayacağı anlaşılmıştı.

***

Turkuvaz lokantasına gittiğimiz geceden dokuz-on gün sonra Dolmabahçe Sarayı’nda akşam yemeğindeydik. Davetliler arasında Bolu Milletvekili Hasan Cemil, Reşit Galip, Cevat Abbas, diğer bazı arkadaşlar ve ben bulunuyorduk. Sofradan önce Reşit Galip odama geldi. Çok önem verdiği ve üzerinde özenle çalıştığı Akın piyesi için Milli Eğitim Bakanı’nın yine gereksiz ve anlamsız bazı zorluklar çıkardığını anlattıktan sonra, Esat Bey’i kastederek şöyle dedi:

Bu adama karşı o kadar doluyum ki kendimi zapt edemeyeceğim. Belki bir falso yaparım. Onun için sofraya gelmek istemiyorum.”

Ben de kendisine şu cevabı verdim:

Şayet dediğin gibi kendini tutamayacaksan gelme. Atatürk seni sorarsa idare ederim.”

Fakat Reşit Galip sonradan ne düşündüyse, geldi sofraya oturdu. Sofrada tarih konuları üzerinde sohbet ediliyordu. Atatürk özellikle Hasan Cemil Bey’in hazırladığı bazı tezler hakkında verdiği bilgiyi dikkat ve takdirle dinliyordu. Reşit Galip ise çok neşesizdi. Söylenenleri dinlemiyor, dikkatimi çekecek kadar alkol alıyordu. Sohbetin konusu bir ara halkevlerinin çalışmalarına intikal etti. Reşit Galip Bey fırsattan yararlanarak, Milli Eğitim Bakanı’nın halkevlerine çıkardığı güç­ lüklerden şikâyete başladı. Biraz da alkolün etkisiyle Esat Bey’i çok ağır ve acı şekilde eleştirdi.

Atatürk çok nazik bir ev sahibiydi. Sofradaki konuklarının rencide edilmesine asla izin vermezdi. Reşit Galip’in Milli Eğitim bakanına karşı dolu olmasını anlıyordu. Esat Bey’i rencide edici sözler söylememesi için konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Reşit Galip Bey ise konuyu daha da alevlendiriyor ve giderek saldırganlaşıyordu. Bir ara Atatürk’e şöyle hitabetti:

Atatürk! Milli Eğitimi ve gençliği bu softa zihniyetli insanlardan ancak sen kurtarabilirsin.”

Atatürk’ün artık sabrı tükenmişti. İstemeye istemeye Re­şit Galip’e şunları söylemeye mecbur oldu:

Reşit Galip! Bunlar nasıl sözlerdir? Sizi bu şekilde konuşmaktan menediyorum. Artık susunuz.”

Reşit Galip o kadar kendinden geçmiş durumdaydı ki, ne söylediğini, ne yaptığını bilmiyordu. Atatürk’ün bu uyarısına cevap verdi:

Bu sofra millet sofrasıdır, bir yere gidemem.”

Atatürk hala nezaketini bozmuyordu:

O halde siz kalınız. Ben gidiyorum.” diyerek ayağa kalktı. Sofradan ayrılarak salonun yanı başındaki çalışma odasına gitti.

Kötü olmuştu. Reşit Galip Bey, Esat Bey’i eleştirmeye hala devam ediyordu. Onun bu aşırı hareketlerine son vermek için Cevat Abbas’la birlikte düşündük, sofracıya derhal yemek getirmesini söyledik. Fakat kimsede yemek yiyecek hal ve iştah kalmamıştı. Yemekler çabucak yenildi. Konuklar ayrılıp gittikleri halde Reşit Galip hala inatla söylenip duruyor, masadan bir türlü kalkmıyordu. Bir ara Turkuvaz gecesi aklına gelmiş olacak ki, “Lokanta sahiplerine paralar veriliyor. Madam Veralara iltifat ediliyor. Bizim halimizi gören yok” diye saçmalamaya başladı. Dayanamadım:

Reşit, bana bak. Şimdi hemen odana gidecek misin, yoksa biz seni gönderelim mi?

Alkolün etkisi biraz azalmış olacak ki, uyarımı ciddiye aldı. Sofradan kalktı. Bu kez de salonun yanındaki kırmızı odaya girdi. Orada Genel Sekreter Tevfik ve Başyaver Rusuhi Beylere derdini dökmeye başladı. Sonunda sabaha doğru odasına götürüldü ve yatırıldı.

Ertesi sabah uyanır uyanmaz Reşit Galip’in durumunu öğrenmek istedim. Bana şu kartı bırakarak sabahın erken saatinde saraydan çıkıp gitmiş:

Biliyorum, hatam büyüktür. Bunun telafisi ve tamiri çarelerine başvurmak üzere Ankara’ya gidiyorum.”

Giderken Tevfik Bey’e uğramış. Ankara’ya gitmek için yataklı trenden bilet alacağını, ancak parası olmadığını söyleyerek on beş lira borç istemiş.

Hataları affetmesini bilen Büyük Atatürk, ertesi gün bize şöyle diyordu:

Zavallı Reşit Galip! Esat Bey’den ne kadar güçlük görmüş, ne kadar çile çekmiş ki kendini tutamayacak hale geldi. Kim bilir şimdi ne kadar sıkılıyordur. Kendisini teselli etmeli.”

Reşit Galip’in sabah erken saatlerde Ankara’ya gitmek üzere saraydan ayrıldığını ve bana bir kart bıraktığını arz ettim, kartı okudum. Parası olmadığı için Tevfik Bey’den de on beş lira ödünç aldığını duyunca Atatürk çok üzüldü:

On beş lira mı verilir? Çok ayıp olmuş. Tevfik biraz fazlaca vermeliydi.”

Reşit Galip, hiç de elinde olmayarak ve istemeyerek yaptığı bu hareketten sonra, Keçiören’deki evinin çok sevdiği kütüphanesine kapandı. Kendini tümüyle okumaya verdi.

***

Aradan aylar geçmişti. Bir gün Çankaya’da sofrada birdenbire Atatürk’ün aklına Reşit Galip geldi. Bana sordu:

Kılıç, Reşit Galip ne âlemde?

Kütüphanesine çekilmiş üzgün bir durumda emirlerinizi bekliyor” dedim.

Acaba şimdi, şu dakikada ne durumda bulunuyor?” “Efendim şimdi anlar arz ederim.”

Sofradan kalktım. Anlıyordum ki bu gece Reşit Galip’i görmek istiyordu. Nitekim öyle de oldu.

Arkamdan bağırmaya başladı:

Durumunu sormaya gerek yok. Hemen kalksın gelsin.”

Gece yarısı olmuştu. Reşit Galip’e bunu telefonla müjdeledim. Çok geçmeden Çankaya’ya geldi. Atatürk’ün elini, Atatürk de onun yüzünü öptü. Sofra birden şenlendi. Reşit Galip’in tekrar sofraya davet edilmesi hepimizi sevindirmişti.

Bir süre sonra Atatürk’ün maiyeti olarak İstanbul’a gitmiştik. Reşit Galip Bey de Atatürk’ün konuğu olarak yine Dolmabahçe Sarayı’ndaydı. O akşam sofra resmi salonda kurulmuş, orada toplanılmıştı. Tesadüfen Milli Eğitim Bakanı Esat Bey de davetliler arasındaydı. Atatürk bir ara kendisine dö­nerek şöyle dedi:

Hocam, Maarif işleri hala düzelemedi. Aradan hayli zaman geçtiği halde, ben sizde bunu düzeltecek ve Maarif’te gerekli yenilikleri yapacak bir faaliyet göremiyorum.”

Esat Bey fena halde ürktü. “Bütçe beni çok sıkıyor, bu yüzden iş çıkarmak mümkün olamıyor efendim” deyince Atatürk büsbütün kızdı:

Bu ne biçim cevaptır? Eski Osmanlı Devleti’nin Maarif nazırları da mektepler olmasaydı maarifi iyi idare ederdim derlermiş. Onların zihniyetiyle aranızdaki fark nedir? Bu zihniyetle benim istediğim maarif idare edilebilir mi?

Atatürk, sözlerini şöyle sürdürdü.

Anlıyorum ki, siz bu işi idare edemeyeceksiniz. Hemen istifa ediniz ve yerinize şimdi bana bir aday teklif ediniz!

Esat Bey bu öneri karşısında şaşırdı ve bocaladı. Atatürk yerinden kalktı. Esat Bey’i alarak, salonun yanındaki somaki odaya çekildi. Reşit Galip sofrada tam yanımda oturuyordu. Güçlü bir önseziyle kulağına şunu söyledim:

Reşit, Milli Eğitim bakanı oluyorsun!

Ve ekledim:

Şayet Milli Eğitim bakanı olursan Antep’e bir yatılı lise açmayı vaat ediyor musun?

Reşit Galip “Söz veriyorum” dedi ve sigara paketinin arkasına şunları yazdı, altını imza etti ve bana verdi:

Milli Eğitim bakanı olursam behemehâl Gazianteplilere bir lise açmayı Kılıç Ali’ye vaat ediyorum.”

Atatürk, Esat Bey’le birlikte sofraya döndü. Konuyu tekrar açtı ve Esat Bey’e sordu:

Tabii şimdiye kadar aday düşündünüz. Adayınız kimdir söyleyiniz.”

Esat Bey ayağa kalkarak cevap verdi:

Efendimiz! Adayı o kadar uzaklarda aramaya gerek yok. (Reşit Galip’i göstererek) İşte adayım huzurunuzdadır. Reşit Galip Beyefendi’dir. Bu iş için her bakımdan güveninizi kazanmış genç bir arkadaşımızdır.”

Bu senaryonun somaki odada Atatürk tarafından hazırlandığı ve Esat Bey’e dikte ettirildiği anlaşılıyordu. Atatürk gülümsedi:

Teşekkür ederim. Çok isabetli oldu. Öteden beri benim de adayım o idi.”

Esat Bey bir odaya çekilerek istifasını yazdı, getirip Atatürk’e takdim etti. Bundan Başbakan İsmet Paşa’nın tabii haberi yoktu. Atatürk onu da telefonla haberdar etti ve Esat Bey’den bo­şalan Milli Eğitim Bakanlığı’na Aydın Milletvekili Reşit Galip’in getirilmesi konusundaki görüşünü sordu. Gece yarısı olmuştu. İsmet Paşa henüz olumlu veya olumsuz cevap vermemişti. Reşit Galip çok heyecanlıydı. Ben kendisini sürekli yatıştırmaya çalışıyordum. Bir taraftan da İsmet Paşa’dan cevap alınması için yaver beylere sürekli haber gönderiyordum. Sonunda İsmet Paşa’dan aşağı yukarı şu şekilde bir cevap geldi:

Reşit Galip Bey arkadaşımız hiç şüphesiz ki Milli Eğitim Bakanlığı için yeterlidir. Ancak kendileri daha genç denebilecek bir çağda iken uykularım sırasında haberdar olmak ve duymak kabil olmayan bazı idari ve siyasi yolsuzlukların sorumluluğuna katılmak uygun mudur? Bunu düşünüyorum. Mamafih emir ve irade yine şefimindir.”

Bir Reformcunun Sonu

İsmet Paşa’dan gelen bu cevap, bir parti toplantısında Reşit Galip’in “Hükumet Başkanı uyuyor ve işitemiyor” sözüne bir karşılıktı. İsmet Pa­şa, o sözü unutmamış ve sırası gelince taşı gediğine koymuştu. Atatürk bunu anladı, “İsmet Paşa taşı gediğine koydu” dedi. Fakat işin pe­şini bırakmadı. İsmet Paşa’ya güzel bir cevap verdi. Çok geçmeden İsmet Paşa’dan Reşit Galip’e yazılı olarak şu telgraf gelecekti:

Maarif Vekili Reşit Galip Beyefendi Hazretleri’ne,

Esat Bey’in istifası üzerine boşalan Maarif Vekilliği’ne zat-ı devletleri seçilerek keyfiyet yüksek onaya sunulmuştur. Hemen Ankara’ya teşrifleriniz rica olunur.

Formalite bu şekilde tamamlanmış oldu ve Reşit Galip Ankara’ya giderek görevine başladı.

Reşit Galip Bey, Milli Eğitim bakanlığı görevini büyük bir şevk ve hevesle yapıyordu. Ancak gün geçtikçe şaşırmaya ve şımarmaya başladı. Bir zamanlar Refik Saydam’ın, hakkında söylediklerini adeta doğrular gibiydi. Çok geçmedi, bakanlıktan istifaya mecbur edildi.

Bu durum Reşit Galip’in çok ağırına gitmişti. Bundan sonra onu ortada görmek mümkün olmadı. Köşesine çekildi. Bütün yakın dostlarıyla ilişkisini kesti. Evinin kütüphanesine karyolasını, yatağını attı, günlerini okuyarak, inceleyerek geçirmeye başladı.

Bir gece Atatürk’le birlikte Akın piyesini seyretmeye Ankara Halkevi’ne gitmiştik. Perde arasıydı. Meğer Reşit Galip de oradaymış. Beni görünce koştu, yanıma geldi. Atatürk’ü çok özledi­ğini söyledi. Ben de memnun olacağını bildiğim için durumu Atatürk’ e arz ettim. Orada Reşit Galip’i kabul etti, iltifatta bulundu.

Reşit Galip. Atatürk’ün yanından çıktıktan sonra tekrar yanıma geldi. Benimle hayli dertleşti, içini döktü:

Hastayım. Müthiş soğuk almışım. Piyesten çok, uzaktan bile olsa Atatürk’ü bir kez daha göreyim diye geldim. İzin ver de gideyim. Fazla kalıp ba­şına bir iş çıkarmayayım.

Öpüştük, ayrıldık. Bu genç, namuslu, vatansever ve inkılapçı insan, iki gün sonra zatürreye yakalandı. Zaten ciğerlerinden rahatsızdı. Bütün çabalara rağmen kurtarılamadı ve çok sevdiği kütüphanesinin bir köşesindeki basit karyolasında bir hafta sonra hayata gözlerini kapadı. Üniversitede reform onun bakanlığı döneminde gerçekleşmiş, yabancı uzmanlar onun zamanında getirilmişti. [6]

DİP NOTLAR:

[1] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/ayse-afet-inan-1908-1985/

[2] Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2009, s. 287

[3] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/resit-galip-baydur-1893-1934/

[4] Hâkimiyet-i Milliye, 21 Mart 1923, No: 769, s. 2, sütun: 6

Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt: 15 (1923), Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005, s. 222-223

[5] https://ataturkansiklopedisi.gov.tr/bilgi/kilic-ali-suleyman-asaf-1888-1971/

[6] Atatürk’ün Sırdaşı Kılıç Ali’nin Anıları, Derleyen: Hulusi Turgut, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2007, 289-298

Continue Reading

Maarifimizde İstikamet

Öğretmen Okullarının Kuruluşu

Published

on

16 Mart, Türk Millî Eğitimi Tarihinde, öğretmen yetiştirmede kurumlaşma adımının atıldığı günün yıldönümüdür.

Bu münasebetle Türk Millî Eğitiminin genel amaç ve temel ilkelerinin gerçekleştirilmesinde-özellikle öğretmen yetiştirme ve istihdamı- verimli ve kalıcı hizmetlerde bulunan şahsiyetler ile öğretmenlerden baki âleme göç etmiş bulunanlara rahmet, yaşayan şahsiyet ve öğretmenlerimize sağlık, mutluluk ve başarılar dilerim.

“Öğretmen Okulu”nun kuruluşu ve yaygınlaşması hakkındaki bilgi ve açıklamalar ile Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye (SNMU) 1316 (1898)’dan Darülmuallimin ve Darülmuallimat Programı (haftalık ders çizelgesi) ve Darülmuallimin Nizamnamesi aşağıda sunulmuştur.

DARÜLMUALLİMİN [1]

Tanzimat Döneminde, eğitimin modernleştirilmesi yolunda yapılan çalışmalara rağmen, ilköğretimde istenilen başarının gerçekleşmemesini en önemli sebebi olarak öğretmen yokluğu gösterilmiştir. Modern eğitim görmüş öğretmenlerin yokluğu sebebiyle öğretmen ihtiyacı medrese mezunlarından karşılanmıştır. Rüşdiyelerin modern eğitim anlayışına uygun öğretim yapabilmeleri, medrese dışında öğrenim görmüş öğretmenlerin yetiştirilmesini gerekli kılmıştır. İstanbul’da Fatih semtinde 16 Mart 1848’de sıbyan ve rüşdiye mekteplerine öğretmen yetiştirmek üzere “Darülmualimin-i Rüşdi” açılmıştır. Darülmuallimin-i Rüşdi’nin açıldığı ilk yıllarda öğretmen kadrosu, rüşdiye mezunlarının azlığı ve bunların genellikle devlet kurumlarında istihdam edilmeleri sebebiyle yine medrese kökenli kimselerden meydana gelmiştir.

Sıbyan mektepleri yeni usulde eğitime başladıktan sonra, bu okulların öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere 1868’de İstanbul’da öğrenim süresi iki yıl olan “Darülmuallimin-i Sıbyan” açılmıştır.

1869 Nizamnamesinde; ilk, orta ve yüksekokulların öğretmen ihtiyacını karşılamak üzere İstanbul’da “Büyük Darülmuallimin” kurulması öngörülmüştür. Bu okulun idadi, rüşdi ve sıbyan şubelerini ihtiva edeceği ve idadi kısmının edebiyat ve fünun şubelerine ayrılacağı belirtilmiştir.

Sıbyan okulları ve kız rüşdiyelerine öğretmen yetiştirmek üzere, sıbyan ve rüşdiye şubelerinden meydana gelen “Darülmuallimat”, İstanbul’da Ayasofya’da 26 Nisan 1870 tarihinde açılmıştır.

Maarif Nezareti’nce 14 Mart 1874 tarihinde, “Büyük Darülmuallimin”in sıbyan, rüşdiye ve idadiye adlarıyla üç dereceli olmak üzere kurulması kararlaştırılmıştır. Nizamnamenin 54-61’inci maddelerinde; okutulacak dersler belirtilmiş ve mezunlarının isterlerse daha üst basamakta öğrenimlerine devam ederek idadi öğretmeni olabilmeleri esası kabul edilmiştir.

Sultan II. Abdülhamit döneminde, eğitim-öğretimi İstanbul dışında diğer vilayetlere yaygınlaştırma kapsamında ilk teşebbüs 1880 yılında yapılmıştır. İstanbul dışında ilk darülmuallimin, Kosova vilayetinde “Darülmuallimin-i Sıbyan” olarak açılmıştır.

Maarif Meclisi 11 Kasım 1882 tarihli toplantısında, maarif müdürü bulunan 10 vilayet merkezinde darülmuallimin açılmasını kararlaştırmıştır. Buna göre 1885-1886 yıllarında Edirne, Kosova, Manastır, Aydın, Bursa,  Halep, Mamuretülaziz, Erzurum, Sivas, Amasya, Musul, Van ve Bolu’da olmak üzere 14 darülmuallimin-i sıbyan açılmıştır.

Taşra darülmuallimlerinin öğretmen kadrosu son derece sınırlı kaldığından okulun yönetim işleri, okulun tek öğretmeni olan müdür tarafından yürütülmüştür. Osmanlı ülkesinde darülmuallimlerin sayısı, 1899-1904 yılları arasında 20’ye ulaşmıştır. 1899-1900 öğretim yılında bu okullardaki öğretmen sayısı 20, 1900-1901 öğretim yılında 24 ve 1903-1904 öğretim yılında 43’tür. Örnek olarak Ankara Darülmuallimin İbtidai Şubesi öğretmenleri ile öğrenci sayıları aşağıda gösterilmiştir.

1898-1903 Yılları Arasında Ankara Darülmuallimin İbtidai Şubesi Muallimleri ve Öğrenci Sayıları

YILMUALLİMTALEBE
H.1316-M.1898Raşid Efendi15
H.1317-M.1899Raşid Efendi10
H.1318-M.1900Abdurrahim Efendi10
H.1319-M.1901Abdurrahim Efendi14
H.1321-M.1903Abdurrahim Efendi17

—***—

DARÜLMUALLİMİN PROGRAMI [2]

İbtidaiye Şubesi

Esami-i DerusBirinci Sene Haftadaİkinci Sene Haftada
Kur’an-ı Kerim ma Tecvid ve Fıkh-ı Şerif43
Türkçe Kavaid ve İmla3
Usul-ı Tedris1
İnşa2
Arabi Sarf ve Nahv22
Kavaid-i Farisi22
Fransızca1
Hesab22
İlm-i Eşya11
Coğrafyay-ı Umumi ve Osmani22
Tarih-i İslam21
Hüsn-i Hat11
Yekûn1918

Rüşdiye Şubesi

Esami-i DerusBirinci Sene Haftadaİkinci Sene Haftada
Kavaid ve İmla1
Usul-ı Tedris12
İnşa11
Arabi33
Farisi11
Fransızca22
Hesab22
Usul-ı Defteri11
Cebir11
Hendese11
Hikmet12
Mevalid11
Coğrafya21
Tarih22
Hüsn-i Hat11
Resim11
Ulum-ı Diniye2
Yekûn2224

Aliye Şubesi

Esami-i DerusBirinci Sene Haftadaİkinci Sene HaftadaÜçüncü Sene Haftada
Ulum-ı Diniye ve Şerh-i Akaid112
Edebiyat-ı Osmaniye111
Kitabet-i Resmiye11
Usul-ı Tedris1
Edebiyat-ı Arabiye111
Edebiyat-ı Farisiye111
Fransızca443
Hesab2
Usul-ı Defteri11
Cebir-i Adi ve İla211
Hendese121
Müsellesat11
Tersimat-ı Riyaziye2
Kozmoğrafya11
Makine11
Himet-i Tabiiye221
Mevalid-i Sülase212
Coğrafyay-ı Umumi ve Osmani111
Tarih-i Umumi ve Osmani111
KimyaKimyay-ı Gayr-i Uzvi 2Kimyay-ı Uzvi 2Tahlilat-ı Kimyevi 1
Kavanin111
Ulum-ı Servet11
Yekûn242524

DARÜLMUALLİMAT PROGRAMI [3]

(Mevad-ı Tedrisiyenin Senelere Taksimi)

Mevad-ı TedrisiyeHer Sınıfta Bir Hafta Zarfında Okunacak Derslerin Adedi
Birinci Sene Haftadaİkinci Sene HaftadaÜçüncü Sene Haftada
Tecvid ve Kur’an-ı Kerimde Tatbikatı211
Ulum-ı Diniye222
Arabi222
Farisi111
Kaavaid-i Osmaniye   111
Kitabet ve Tatbikat-ı Kavaid112
Hüsn-i Hat111
Usul-ı Tedris211
Ahlak21
İlm-i Eşya111
Mevalid ve Ulum-ı Tabiiye11
Hıfzıssıhha11
İdare-i Beytiye122
Hesab211
Hendese111
Resim111
Coğrafya211
Tarih111
Musiki111
El Hünerleri433
Yekûn262626

DARÜLMUALLİMİN NİZAMNAMESİ [4]

(Maarif-i Umumiye Nizamnamesinin İkinci Faslının Darülmuallimîn Hakkındaki Mevadını Tadilen Kaleme Alınan Nizamname)

(Layiha)

Birinci Madde-Darülmuallimîn iptidaiye ve rüşdiye ve âliye namıyla ve her birinin müddet-i tahsiliyesi ikişer sene olmak itibariyle üç şubeye münkasım olmak ve irade-i seniyye ile mansub [naspolunmuş, konmuş, dikilmiş] ve maarife mensup bir müdürün idaresinde bulunmak üzere müceddeden teşkil olunmuştur.

İkinci Madde-İbtidaiye şubesine şart-ı duhûl sarf, nahiv, kıraet-i Türkiye, hat, imlâdan imtihan vermek ve hüsn-i ahlâk ashabından olmak ve sinni yirmiden dûn [aşağı] ve otuzdan efzûn [fazla, çok] olmamak ve sakat ve malûl bulunmamak ve ileride sınıfına göre açılacak muallimliği kabulden istinkâf eder ise müddet-i tahsiliyesinde aldığı maaşın hakk-ı istirdadını temin eylemektir. Sakat ve malûl olmamak ve istirdat maaşı temin eylemek şartları rüşdiye ve âliye şubelerinde dahi muteber olacaktır.  

Üçüncü Madde-İbtidaiye şubesinde kıraet olunacak derûs balâda münferiden programda gösterilmiştir.

Dördüncü Madde-Rüşdiye şubesine şart-ı duhûl iptidaiye şubesinden şahadetname almak ve hariçten talep olanların yedlerinde mekâtib-i idadiye şahadetnameleri var ise ibraz eylemek yoğ ise iptidaiye şubesi şahadetnamelileri mertebesinde şifahen ve tahriren imtihan vermek ve ahlâk-ı mazbut ve sinni yirmiyi mütecaviz bulunmaktır.

Beşinci Madde-Rüşdiye şubesinde tedris olunacak dersler balâdaki programda münferiden gösterilmiştir.

Darülmuallimîn-i Aliye Şubesi

Altıncı Madde-Bu şube edebiyat ve fünun şubelerini havidir. Rüşdiye şubesinden edebiyat sınıfına kayıt olunacaklar belagat-ı arabiyeden şifahi ve bir vak’a tasviriyle Türkçe makale yazdırılarak tahriri imtihan verecekleri gibi hariçten dâhil olacakların rüşdiye şubesinde tedris olunan ulum ve fünundan dahi ayrıca imtihan vermeleri lazım ve fünun sınıfına rüşdiye şubesinden geçecek olanlar için o şubede tedris olunan ulum-ı riyaziye ve hükmiyeden vermiş oldukları imtihanda sülasen numroyu kazanmış olmaları ve evvelce mekatib-i idadiyeden mülazemet ruusuyle veya mekteb-i sultani veyahut rüşdiye şubesinden mezun olup da fünun-ı mezkurede sülasenden ziyade numro ahz edenlerin tekrar imtihandan istiğnaları için şahadetnameleri tarihinden itibaren bir sene zarfında müracaat etmiş bulunmaları meşruttur.

Yedinci Madde-Edebiyat sınıfında tedris olunacak dersler ber-vechi bala programda zikr olunmuştur.

Sekizinci Madde-Fünun sınıfında okunacak dersler yine balada programda gösterilenlerdir.

Dokuzuncu Madde-Darülmuallimîn talebesi cümlesi muvazzaf olmak üzere yüz kırk nefer ile tahdit edilip altmışı iptidaiye ve kırkı rüşdiye ve kırkı aliye şubelerinde bulunacak ve iptidaiye şubesinde bulunacaklara şehri ellişer ve rüşdiye şubesinde bulunacaklara yetmişer ve aliye şubesinde bulunacaklara yüzer guruş maaş ita edilecektir.

Onuncu Madde-Her şube derslerinin tekmilinde o şubeden şahadetname verilecektir.

On Birinci Madde-İbtidaiye şubesi ve rüşdiye şubesine ve rüşdiye şubesi aliye şubesine mahreçtir fakat iptidaiye şubesinde ikmal-i tahsil edenlerden rüşdiye şubesine ve rüşdiye şubesinde ikmal-i tahsil edenlerden aliye şubesine nakli ihtiyar etmeyenler için bulunduğu şubeye mahsus mekâtibde muallimlik etmek üzere şahadetnamelerine işaret olunacaktır.

On İkinci Madde-Rüşdiye mektepleri üç sınıfa taksim ile her sınıf iki derecede muallimle idare olunacaktır. Her sınıf mekteb-i rüşdiyede muallim-i evvel birinci derecede sani ve salis kaç muallime lüzum var ise onların cümlesi ikinci derecede muallim addedilecektir.

On Üçüncü Madde-Darülmualimînin iptidaiye ve rüşdiye şubelerinden mezun olduktan sonra başka bir mesleğe sülûk edenler yahut sınıfına göre muvazzaf olarak mekatib-i umumiyede istihdam olunmak üzere teklif olunan muallimliği kabülden bila-mucip istinkâf eyleyenler muallimliğe mahsus hukuk ve imtiyazattan sakıt olacaklar ve müddet-i tahsillerinde maarif veznesinden almış oldukları maaşatı kâmilen iade edeceklerdir.

On Dördüncü Madde-Darülmuallimînden neşet etmiş olanların mekatib-i umumiyede muallim olmak için sairlerine hakk-ı rüçhanı olacaktır.

On Beşinci Madde-Darülmuallimînden mezun olanlar ibtida muallimlik sınıfı meyanında terakki edip sonra mekatib-i idadiye ve maarif müdürlüğü gibi maarifçe münasibi veçhile her nev’i memuriyete tayin olunacaklardır. Fakat terakkiyat-ı mevude beş sene ifay-ı hüsn-i hidmete mütevakkıftır.

On Altıncı Madde-Talebeye bir defaya mahsus olmak üzere her şubeye mahsus olan kitaplar meccanen verilecektir.

On Yedinci Madde-Darülmuallimîn talebesinin imtihanlarında kavaid-i teminiye vazı ve sonra muallimliğe tayin olunmak üzere intihap mazbatalarının tanzimi ve aleyhlerinde vaki olacak şikayatın tedkiki ve azl ve becayişlerinin kanuna tevfiki münhasıran meclis-i maarife aittir.

On Sekizinci Madde-Darülmuallimîn müdürü ve muallimin ve memurini meclis-i maarifçe intihap ve maarif nezareti makamından tasdik ve imtihanlar dahi meclis-i mezkûrun nezaret ve malumatı tahtında icra olunur.

On Dokuzuncu Madde-Darülmualimînin bir muntazam kütüphane ve nümunehanesi olacağı gibi hikmet-i tabiye ve kimya ve tersimat-ı riyaziye ile topoğrafya ve tarih-i tabiyeye müteallık alat ve edevat ve levayıh-ı mukteziye dahi mükemmel olacaktır.

Yirminci Madde-Mektebin her ayda vukuatını mübeyyin meclise müzekkere vermek ve meclisçe verilecek talimata tevfik hareket etmek üzere Darülmualimînin bir müfettiş-i mahsusu bulunacaktır.

Yirminci Birinci Madde-İşbu nizamnamenin icrasına Maarif Nezareti memurdur.  

—***—

DİPNOTLAR

[1] Asuman KOÇAK, Salnamelere Göre Ankara Vilayeti (1871-1907),  Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Yakınçağ Tarihi Bilim Dalı Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi (Danışman: Doç. Dr. Şennur ŞENEL), Ankara, 2013, s. 167-168

[2] Salname-i Nezaret-i Maarif-i Umumiye (SNMU) 1316 (1898), 1. Defa, 1316 Sene-i Hicriyesine Mahsustur, Matbaa-i Amire, s. 127-129

http://www.tufs.ac.jp/common/fs/asw/tur/htu/data/HTU1931-01/index.djvu

[3]  A. g. e., s. 453

http://www.tufs.ac.jp/common/fs/asw/tur/htu/data/HTU1931-02/index.djvu

 [4] A. g. e., s. 130-134http://www.tufs.ac.jp/common/fs/asw/tur/htu/data/HTU1931-01/index.djvu

Continue Reading

Maarifimizde İstikamet

Milli Terbiye

Published

on

Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’dan

Samsun’da Öğretmenlere Nutuk

(22 Eylül 1924)

Giriş

Her türlü külfet ve nimet dengesizliğine rağmen öğretmenlik mesleğini sevgi, heyecan, hoşgörü ve saygı değerleriyle bütünleştirerek idealist bir anlayışla yaşayan ve yaşatan meslektaşlarımın “Öğretmenler Günü”nü tebrik ederim…

Osmanlı Devleti döneminde, asiler dahi öğretmenlerine el kaldırmamış, öğretmeninin tavsiye ve telkini ile isyanı bastırmakla görevli kişilere teslim olmuşlardır.

1923-1938 döneminde milletvekili maaşlarının az olduğu ve artırılması gerektiği gündeme gelmiş ve artış oranı Atatürk’e sorulmuştur. Merhum Atatürk’ün verdiği cevap akıl sahiplerine ibret vericidir, insana, eğitim-öğretime ve öğretmene verilen değerin çarpıcı sonucudur:

Artış, öğretmen maaşını geçmesin!..

Gazi Mustafa Kemal Paşa, 24 Mart 1923’te Kütahya Sultanisi’nde Öğretmenlere yaptığı konuşmada “Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini [geleceğini] yoğuran irfan ordusu. Bu iki ordunun her ikisi de kıymetlidir, yücedir, feyizlidir, muhteremdir; fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi yekdiğerine müreccahtır [tercih edilir]. Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatidir.” sözleriyle Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Eğitim Ordusunun önemini ve vazgeçilmezliğini ifade etmiştir. Savunma ve Eğitim Bakanlıklarının önünde yer alan “Milli” sıfatının anlam ve öneminin kaynağı açıkça anlaşılmaktadır.

O halde Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının sosyal ve ekonomik hakları ne ise Türk Eğitim Ordusu mensuplarının sosyal ve ekonomik hakları da öyle olmalıdır.

Başta Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Türk Milli Eğitimine hizmet etmiş öğretmen, yönetici ve müfettişlerimizden fani âlemden baki âleme göç edenlere Yüce Tanrı’dan rahmet niyaz eder, minnet ve şükranlarımı sunar; yaşayanlara sağlık, mutluluk, başarı ve huzur dolu ömürler dilerim.

***

Samsun: 23 [Eylül 1924] (A. A.) – Reisicumhur Hazretleri 22 Eylül’de [1924]  Samsun’da kıtaat-ı askeriyeyi [askeri kıtaları], kışlaları teftiş etmiş ve gördüğü intizam ve talim ve terbiyenin mükemmeliyetinden beyan-ı memnuniyet [memnuniyetlerini beyan] etmişler[dir]. Badehu [ondan sonra] bütün Samsun muallime ve muallimlerinin toplandığı İstiklal Ticaret Mektebi’ne gidilerek orada Gazi Paşa Hazretleri’nin şerefine verilen bir çay ziyafetinde pek samimi iki saat geçirilmiştir. Ziyafete piyano refakatiyle talebe tarafından teganni olunan [söylenen] milli şarkılarla başlanmış ve bir muallime ve üç muallim tarafından nutuklar irat olunmuştur. Reisicumhur Hazretleri cevaben bütün samiini [dinleyicileri] pek teheyyüç [heyecanlandıran] ve mütehassis eden atideki [aşağıdaki] nutku irat buyurmuşlardır:

“Muhterem Hanım, Muhterem Beyefendiler,

Bu çay ziyafetini tertip edenlere suret-i mahsusada [özel olarak] teşekkür ederim. Bu vesile beni Samsun’un çok münevver [aydın] bir muhitinde bulundurmuş oldu. Bu vesile, beni dimağları [beyinleri] ilim ve fen ile müzeyyen [süslü], kıymetli insanlardan mürekkep [meydana gelen] bir heyetin huzurunda bulunmakla pek mesut etti.

Efendiler, dünyada her şey için, maddiyat için, maneviyat için, hayat için, muvaffakiyet için en hakiki mürşit ilimdir, fendir. İlim ve fennin haricinde mürşit [yol gösterici] aramak gaflettir, cehalettir, dalalettir [sapkınlıktır]. Yalnız, ilmin ve fennin yaşadığımız her dakikadaki safhalarının tekâmülünü [gelişmesini] idrak etmek ve terakkiyatını [ilerlemelerini] zamanında takip eylemek şarttır.

Bin, iki bin, binlerce sene evvelki ilim ve fen lisanının çizdiği düsturları, şu kadar bin sene sonra bugün aynen tatbike çalışmak elbette ilim ve fennin içinde bulunmak değildir. Çok mesut bir his ile anlıyorum ki, muhataplarım bu hakikatlere nüfuz etmişlerdir. Mesudiyetim yükseliyor. Şununla ki, muhataplarım taht-ı talim ve terbiyelerinde [talim ve terbiyeleri altında] bulunan yeni nesli de bu hakikatin nurlarıyla doğuşuna müessir [etkili] ve amil [etken] olacak surette yetiştireceklerini vaat eylemişlerdir. Bu, cümlemiz [hepimiz] için iftihara değer bir noktadır.

Muhterem efendiler, hemşiremiz hanımefendi ve ondan sonra beyanatta bulunan

muhterem ve hassas arkadaşlarımız uzak maziyi çok güzel işaretle tavzih ettiler [açıkladılar]. Yakın mazinin acılarını da hakikaten kalpleri dilhun edecek [kan ağlatacak] tarzda beyan buyurdular. Bu vesile ile şahsıma çok teveccühatta [teveccühkâr]  bulunmak nezaketini ibraz buyurdular [gösterdiler]. Bu teveccühatın [teveccühlerin] samimi kalplerden çıkması itibariyle şüphesiz çok memnunum, mütehassisim ve müteşekkirim. Yalnız sizden olan bir şahsa sizden fazla ehemmiyet atfetmek, her şeyi bir ferd-i milletin [milletin bir ferdinin] şahsiyetinde temerküz ettirmek [toplamak], maziye [geçmişe], hale [bugüne], istikbale [geleceğe], bütün bu edvara [devirlere] ait bir heyet-i içtimaiye [toplum] mesailinin [meselesinin] tavzih [açıklanmasını] ve tebarüzünü [ortaya konulmasını], bu yüksek bir heyet-i içtimaiyenin [topluluğun] münferit [tek başına, mütevazi] bir şahsiyetinden beklemek, elbette ki layık değildir; elbette ki lazım değildir.

Muhterem kardeşler! Memleket ve milletin hayat ve atisine [geleceğine] olan muhabbet ve hürmetimden dolayı huzurunuzda bir nokta-ı hakikati [hakikat noktasını dinleyiciler] izaha mecburum.

Vatandaşlar, vatanınızda herhangi bir şahsı, istediğinizi sevebilirsiniz! Kardeşiniz gibi, arkadaşınız gibi, babanız gibi, evladınız gibi, sevgiliniz gibi sevebilirsiniz. Fakat bu sevgi sizi, mevcudiyet-i milliyenizi [milli mevcudiyetinizi/milli varlığınızı], bütün muhabbetlerinize rağmen, herhangi bir şahsa, herhangi bir sevdiğinize vermeye saik olmamalıdır [sevk etmemelidir]. Bunun aksine hareket kadar büyük hata olamaz. Ben, mensup olduğum büyük milletimin böyle bir hatayı artık irtikâp etmeyeceğine [işlemeyeceğine] dair kemal-i itimat [tam itimat] sahibi olmakla müsterih [gönlüm/içim rahat] ve müftehirim [iftihar ediyorum].

Arkadaşlar, ben ve benim gibi birçok vatandaşlar, kardeşler, bundan beş, beş buçuk sene evvel vatan ve millet ümitsiz bir felakete düştüğü zaman, muvazzaf [vazifeli] oldukları, vicdan, namus, haysiyet hissiyle mükellef bulundukları vazifeyi yapmak mevkiinde kaldılar. Bunu bittabi yapacaklardı. Yapmaları mecburi idi, vicdani idi, insani idi, namusu milli [milli namus] icabı idi. Ben bu mukaddes esasların haricinde hareket edebilir miydim?

Efendiler, elbette edemezdim. Türk milletinin hakiki hiçbir ferdi bu icabatın [icapların] haricinde hareket edemezdi. Ben elbette bu acı manzara karşısında vicdanımın emirlerine muhalif, namusu milliyemizin [milli namusumuzun] hilafında [karşısında/aykırı] hareket edemezdim. Mensubiyetiyle [mensubu olmakla] müftehir bulunduğum [iftihar ettiğim] yüksek heyet-i içtimaiyenin [toplumun] yüksek haysiyetine elbette münafi [aykırı] hareket edemezdim.

Bence mensup olmakla müftehir bulunduğum milletin hiçbir ferdi bu icab-ı namustan [namus icabından] asla inhiraf etmemiştir [ayrılmamıştır]. Eğer bundan müstesna gösterilenler varsa, emin olunuz aziz ve namuskâr vatandaşlar; onların kalp ve vicdanı milletimizin müşterek vicdan-ı tenezzühünden [temiz vicdanından] hiç ilham alamamış, kapkara, sefil vicdanlardır.

Efendiler, bizim milletimiz derin, büyük bir maziye sahiptir. Milletimizin hayat-ı asarını [hayat eserlerini] düşünelim. Bu düşünce bizi elbette altı-yedi asırlık Osmanlı Türklüğünden çok asırlık Selçuk Türklerine ve ondan evvel bu devirlerin her birine muadil [denk] olan büyük Türk devrine kavuşturur. Bütün bu edvara [devirlere] dikkat buyurunuz, Türk kendi ruhunu, benliğini, hayatını unutmuş, nereden geldiği belirsiz birtakım reislerin şuursuz vasıtası olmak mevkiine düşmüştür. Türk milleti kendi benliğini, kendi dimağını, kendi ruhunu unutur gibi olmuş ve bütün mevcudiyetiyle herhangi bir maksada, neticesi zillet olan, esaret olan, fisebilillah [karşılık beklemeksizin] köle olmaya müncer olan [götüren] hakir bir hedefe sürüklenmiştir. Millet maatteessüf [ne yazık ki] bu hal-i gafleti [gaflet halini] çok sürdürdü. Bu yüzden her türlü sefaletlere ve mahkûmiyetlere uğramaktan kendini kurtaramadı. Bütün bu tebaiyetleri; aldığı gayr-i milli [milli olmayan] terbiyenin icabatı [icapları] olduğunu fark etmeksizin, mehakim [sağlam] bir terbiyenin eseri olduğu kanaatiyle tatbik ediyordu. Esas-ı terbiye [terbiyenin esası], hedef ve mahiyet-i terbiye [terbiyenin hedefi ve mahiyeti] ne büyüktür. Bu hususta istikamet yanlış ise ve koskoca bir millet emniyet ve itimat ettiği kitaplardan şahit göstererek, rehber olduklarını iddia edenlerin sözlerine inanarak yürürse ve bu yürüyüş istikameti kendilerini mahv ve izmihlale [yok olmaya] düşürürse, kabahat; bu istikameti takip eden nezih, ahlaklı, fedakâr, rehberlerine itimat eden zavallı halktan ziyade, rehberlere ait değil midir?

Efendiler, söz söyleyen arkadaşlarımızdan biri bana nereden ilham ve kuvvet aldığımı sordu. Bu sualine [sorusuna] kısa bir cevap vermek isterim. Bilirim ki, bugünkü intibahı [uyanışı], düne, maziye medyunuz [borçluyuz]. Her halde babalarımızın, analarımızın, mürebbilerimizin; ruh ve dimağlarımızın [beyinlerimizin] inkişafında [gelişiminde] feyizli tesirleri vardır. Gerçi biz, belki burada bulunanların kâffesi [tamamı] dünyaya geldiğimiz zaman bu topraklar üzerinde yaşayanlarla beraber, kahhar [kahredici] bir istibdadın pençesi içinde idik. Ağızlar kilitlenmiş gibi idi. Muallimler, mürebbiler yalnız bir noktayı dimağlara yerleştirmeye mecbur tutulmakla idi: Benliğini, her şeyini unutarak bir heyulaya boyun eğmek, onun kulu, kölesi olmak. Bununla beraber, tahattur etmek [hatırlamak] lazımdır ki, o tazyik altında dahi, bizi bugün için yetiştirmeye çalışan hakiki ve fedakâr muallimler ve mürebbiler eksik değildi. Onların bize verdikleri feyiz elbette esersiz kalmamıştır. Şimdi burada bir zatıâliye tesadüf ettim. O, benim rüştiye birinci sınıfında muallimim idi. Bana henüz iptidai [temel] şeyleri öğretirken istikbal [gelecek] için ilk fikirleri de vermişti.

Efendiler, izah etmek istiyorum ki, ilk ilham ana baba kucağından sonra mektepteki mürebbinin lisanından, vicdanından, terbiyesinden alınır. Bu ilhamatın [ilhamların] mazhar-ı inkişaf [gelişmeye mazhar] olması, millet ve memlekete hizmet edebilecek kudret ve kabiliyeti bahşedebilmesi için, millet ve memlekete büyük ve derin alaka yaratan fikir ve duygularla her an takviye olunmak lazımdır. Bu fikir ve duyguların menba [kaynağı] bizzat memleket ve millettir. Milletin müşterek arzu ve temayülüne [eğilimine] temas etmek ve onun icabatına [icaplarına] mevcudiyetini hasretmeyi hareket düsturu bilmek, hakiki yolda yürüyebilmek için yegâne esastır. Bir milletin efradında [fertlerinde] hâkim olması, riayet edilmesi icap eden milletin müşterek arzusu, ortak fikridir. Bir insan memleket ve milletine nafi [faydalı] bir iş yaparken, gözünden bir an uzak bulundurmamaya mecbur olduğu düstur milletin hakiki temayülüdür [eğilimidir].

Binaenaleyh [dolayısıyla] efendiler, arkadaşımızın sorduğu ilham ve kuvvet kaynağı milletin kendisidir. Milletin müşterek [ortak] temayülünün [eğiliminin], umumi [genel] fikri olduğunu münkir [inkâr eden] olanlar da vardır. Bu gibileri cümleniz [hepiniz] çok işitmişsinizdir. Bu gibiler, memleket ve milletle alakasız ve gafil insanlardır. Memleketimizin ve milletimizin başına gelmiş olan bunca felaketler hiç şüphe etmemelidir ki, bu gafil insanların memleketin talih ve iradesini ellerinde tutmuş olmalarından ileri gelmiştir.

Efendiler, bir heyet-i içtimaiyenin [toplumun] mutlaka müşterek [ortak] bir fikri vardır. Eğer bu her zaman ifade ve izhar [1] edilmiyorsa [ortaya konulmuyorsa], onun adem-i mevcudiyetine [mevcut olmadığına] hükmolunmamalıdır. O, fiiliyatta behemehâl [mutlaka] mevcuttur. Varlığımızı, istiklalimizi [bağımsızlığımızı] kurtaran bütün afal [fiiller] ve harekât [hareketler], milletin müşterek fikrinin, arzusunun, azminin yüksek tecellisi eserinden başka bir şey değildir.

Arkadaşlar, bugün vasıl olduğumuz [ulaştığımız] netice şüphe yok, çok şayan-ı memnuniyet [memnuniyet] ve ümid-i bahşdır [ümit vericidir]. Fakat bu memnuniyeti mahfuz tutabilmek için, ümitleri saha-ı fiiliyata [fiiliyat sahasına] koyabilmek için bundan sonra dikkat edilecek noktalar da çoktur. Son söz söyleyen hoca efendinin beyanatından ilham alarak arz edeyim ki, en mühim, en esaslı nokta terbiye meselesidir. Terbiyedir ki, bir milleti hür, müstakil [bağımsız], şanlı, ali bir heyet-i içtimaiye [yüksek bir toplum] halinde yaşatır veya bir milleti esaret ve sefalete terk eder.

Efendiler, terbiye kelimesi yalnız olarak kullanıldığı zaman herkes kendince maksut bir medlule [kast olunan bir manaya] intikal eder. Tafsilata girişilirse terbiyenin hedefleri, maksatları tenevvü eder [çeşitlilik gösterir]. Mesela dini terbiye, milli terbiye, beynelmilel [milletlerarası] terbiye. Bütün terbiyelerin hedef ve gayeleri başka başkadır. Ben burada yalnız yeni Türk Cumhuriyeti’mizin yeni nesle vereceği terbiyenin milli terbiye olduğunu katiyetle ifade ettikten sonra diğerleri tevakkuf etmeyeceğim [üzerinde durmayacağım]. Yalnız işaret etmek istediğim manayı kısa bir misal ile izah edeceğim.

Efendiler, yeryüzünde üç yüz milyonu mütecaviz [aşkın] İslam vardır. Bunlar ana baba, hoca terbiyesiyle terbiye ve ahlak almaktadırlar. Fakat maalesef hakikat-i hadise [hadisenin hakikati] şudur ki, bütün bu milyonlarca insan kitleleri şunun veya bunun esaret veya zillet zincirleri altındadır. Aldıkları manevi terbiye ve ahlak onlara bu esaret zincirlerini kırabilecek meziyet-i insaniyeyi [insani meziyeti] verememiştir, veremiyor. Çünkü terbiye hedefleri milli değildir.

Efendiler, milli terbiyenin ne demek olduğunu bilmekte artık herhangi bir tenevvüş [karışıklık] kalmamalıdır. Bir de milli terbiye esas olduktan sonra, onun lisanını, usulünü, vasıtalarını da milli yapmak zarureti gayr-i kabulü münakaşadır [münakaşa kabul etmez]. Milli terbiye ile inkişaf [geliştirilmek] ve ila [yükseltilmek] edilmek istenilen genç dimağları [beyinleri] bir taraftan da paslandırıcı, uyuşturucu, hayali zevaitle [lüzumsuz şeylerle] doldurmaktan dikkatle içtinap etmek [kaçınmak] lazımdır.

Hoca efendi bu fikrini izah için “Vettini vezzeytuni ilah…” ayetini kendince tefsir ettiler [yorumladılar]. İncir ve zeytin çekirdeğinden düstur çıkardılar. Birindeki kesire [çokluğa] diğerindeki vahdeti [tekliğe] işaret ettiler. Ayetin medlulü [manası] bu mudur, değil midir, bir şey demeyeceğim. Yalnız bu seyahatim esnasında tesadüfen bu ayetin manasını ben diğer bir hoca efendiden sormuştum.

Bunun için yarım saat kadar mütalaaya [düşünmeye/araştırmaya] ihtiyaç olduğunu söyledi. Ömrünü medariste [medreselerde] ulum-ı diniye [dini ilimler] tedris ve tedrisiyle [okumak ve okutmakla] geçiren bir zat bir kitabın bir satırını Türkçe ifade edebilmek için böyle bir ihtiyaç dermeyan ederse [öne sürerse], millet, efrad-ı millet [milletin fertleri] ne desin? Onun için efendiler, genç neslin beyni yorulmadan, onun her şeyi ahz [almaya] ve özümlemeye müsait [yatkın] elvahı hakikat izleriyle tezyin olunmalıdır [süslenmelidir].

Muhterem efendiler, bu içtimada [toplantıda] söylenen sözler o kadar hissiyatıma, rikkatime mucip [sebep] oldu ki, samiimde [kulağımda] o kadar ilahi bir ahenk vücuda getirdi ki, bunu bozmamak için bir kelime bile telaffuz etmek niyetinde değildim. Fakat huzurunuzun ruhumda hâsıl ettiği gayr-i kabil-i zapt [zapt edilemez] haz ve his beni beyan-ı hissiyat ve efkâra [hissiyat ve fikrimi beyana] sevk etti. Beni dinlemek zahmetine katlandığınızdan, cümlenize [hepinize] teşekkürler ederim.”

Ziyafetten avdetinde halk pek müteheyyiç ve hassas on binlerce kitleler halinde fenerlerle şehri dolaştıktan sonra Reisicumhur Hazretlerinin ikametgâhları önünde toplanmışlar ve Gazi Hazretlerini şiddetle alkışlamışlardır. Halktan birisi Samsunluların Reisicumhur Hazretlerine hissiyat-ı tazimkaranesini arz etmiş ve Gazi Paşa Hazretleri teşekkür etmişlerdir. Halk saatlerce şehrin sokaklarını dolaşarak icray-ı şadımani eylemişlerdir. [2]

DİPNOTLAR

[1] Hâkimiyet-i Milliye, 25 Eylül 1924, No: 1230, s. 1, sütun: 3-5

https://dspace.ankara.edu.tr/xmlui/bitstream/handle/20.500.12575/67478/0207.pdf?sequence=207&isAllowed=y

[2] Hâkimiyet-i Milliye, 25 Eylül 1924, No: 1230, s. 2, sütun: 4

file:///C:/Users/admin/Downloads/0208.pdf

[1, 2] Atatürk’ün Bütün Eserleri, Cilt: 17 (1924-1925), Kaynak Yayınları, İstanbul, 2005, s. 44-48

Continue Reading

En Çok Okunanlar